Bunları da Okuyun
Adnan Özer şiirleri
Kalpten ağır ne taşınır Yolların ruhu olan bu varlığımda? Dalgalar bütün bir denizi taşır Cılız adar gibi köpürerekBen de öyle…
Kimsenin bildiği gibi değildir yollar: sol yanım, sol yanım gibi heyelan, sağımda kötürüm bağlar. Üsküp Köprülü arası, akşama doğru, kahverengi…
IV Bizim oraları anımsıyorum şu sıralar; Uykusu kaçan bir çocukluk, bitmek bilmiyor, Ayışığını içiyor hala deli hareler Kirişler kalaylı bakırlarda,…
Gezdikçe kendinde ne şehirler bulacaksın Hatırında sakladığın çarşılar bulup çıkaracak gölgeni Eski yazların ölü vakitlerinden Tanıyacak seni arda burda tüm…
Eğik yağmurlar altında kalan günlerden başlatsam zamanı, fısıldayarak kulağına bu sefer çok şey beklemediğim ondan. Günler dönmese de ben dönsem…
Geçiyor Balkan günlerim bir elmanın nazik soyuluşunda. Kalp de yaradır, diyor ayazda türküm, kanıyor her yola koyuluşumda. Ölümün dişlediği bir…
İnsan bir okyanus koymalı bazen arasına ayak izlerinin, sığınsa da kalbine gezerek ısıttığı karalar zalim kahramanı olmalı bütün terk edişlerin.…
gece teninin en koyu tonuna ulaştığında çöküyorum bir gölge masanın başına gizlerini demek istiyorum gönlümün kimseyi şaşırtmasa da çalakalem mı………………..
Anız yangınları sıçramıştı Yaban güllerineBaşakçılara sordum Sordum sordum sordum durdumTirşe gözyaşları düşüyordu Cam göbeği göğsümeGöçen avcılara sordum Sordum sordum sordum…
‘Kâinat’ bölündüğünde ordaydım bir soluk yaprak düştü payıma arşa çıktım boynumun kuru dalından deniz zambakları ektim gökbiryana silin beni b………………..
zamanın ve güneşin beslediği miskin bıldırcınlar, erimiş kanatlar ve ayaklar, rüzgarın uzun takvimi, yitmiş kayıt çizgileri e………………..
adımlarım bir yere götürmüyor artık beni çiziyorum kıl üstüne küçük çıngırağın ayak izlerini gözlerim sönüyorlar bir bahçede katran güle sarılıyor…
I zaman batıyor Margarita su doluyol saatlara bir kurtçuk geçiyor beynimdeki kumdan ses göçüyor Margarita çanlar ölüyor sesevlerinde dili kurtlanıp…
bir ses evinde doğdum inanırım çanların ölümüne fırtına dinince kıyacağım ………………..
ölülerin ak ayaklarında açar zambaklar (zambaklar) yer kurtlarının tezgâhında dokunur senin – kötüler kötüsü – yüreğin bunları bilmez
Ne arıyorum çarşıda tezgâhlardan düştü ellerim ne alıp ne satmaya uzun sokaklar düşlemek benim işim yaza bakan, kireç boyalı koştursun…
Gidiyorum işte Hayalde gör, düşte gör.Yalnızlığın da ucuna geldim, sırtımda kederin hançeri, saplanmadan hep tehditle yürütür beni. Bilmem neden ve…
Biliyor musun hangi düşte olduğumu? Hangi yıldızdan çekmeli yerimi saptayacak ışık çizgisini? Yeryüzünü karıştıranım ben; yeri bulunmaz artık andığım eşyanın.…
Bir keder işaretidir bozkırda insan, imge yüklü bir ağaç, salınır özür vadisinde; yıkıntı gelir ardından, leş sırtarır tene. Gün gelip…
1.. bir deli kadın korkuluğumu kaçırttı kargalar dönecek bir evim yok uzaklara atıyorum şapkamı yüreğimi “hayra” yoruyor bir deli kadın…