Bunları da Okuyun
Browsing: Ahmet Telli şiirleri
Sesin ne kadar benziyor sana La minör, kumral, biraz şehla Hüzünlü bir güz akşamı belki Solgun ezgiler ve hâtıralar Derliyor…
I’hayyam, yalnızdın sevgilinin yanında şimdi gitti, artık ona sığınabilirsin’ rivayetdi ve zaman sakin bir su gibi hareleniyordu senin için orman…
Dingin sularındasın acının ve Servilerin kuşluk serinliğinde Usulca okşanan esmer güz Yapraklarında oynuyor giz Çeviriyor acının aynasını kendineNe kalmışsa sevgiden…
Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip…
I Gittin ya; denizlerin çekilmesi Dalgaların eğilişi, turnaların göçü Bunu anlattın bana, bir rüzgâr Bunu fısıldadı geçip giderkenBekle dediydim, gör…
Ayrılıkların puslu aynasındadır bekleyişlerin solgun yüzü Bekleyişler ki demlenişidir sabrın damıtır sessizliği ve üzüncü damıtır gurbetin kavruk memesinden ve emzirir…
Gurbet ne ki yüzyılımızda Demek de bir yabancılaşmadır Çünkü varolduğu her yerde insanın Gurbet mutlaka olacaktır Sevda ile hasret varsa…
Derelerden geçtiydik seninle, azgın Nehirlerden, çöl yalnızlıklarından Sesin bir çavlandı güllerin fecrinde Her yol ağzında bir daha öpüşürdük Böğürtlen kokardıo…
Gül yaprağı düşer kimi kez dal uykularının yüzüne gün ışığı kuş cıvıltıları sarar bütün dünyayı ve bir sevinç dolar yüreğine…
Kerbelâ’ya dönse de günler birer birer yakıp kavursa da bağrımızı çöl ayazı sevinçler büyüyor kavgalar büyüdükçe ve âsi bir tay…
Dipte: Acının ve can sıkıntısının Boşluğun ve en beterin dibinde Solungaçları tıkanmış bir balıkAra sıra yokluyor cürufun içinde Sınıyor kanattan…
Uç verirken yüreğinin kıvrımında Sürgün sancısı solgun bir gülün, Ağar gözlerinin yorgun peteğine Bal acısıyla yüklü hüzün Ve dinlenir göğsünün…
Devrilen bir çınar nasıl uzanırsa boylu boyunca öylece düştü kollarına kan-revan içinde dostun donup kaldı soluk bir gülümseyiş çocuksu kıvrımında…
II/Tepemizde dönüp duran akbabalar uzak, çok uzak çöllerden gelip düşürürken gölgelerini üstümüze her nasılsa aramızda bulunan dostlarıyla da buluşup koklaştılar…
Güğl diye kokla güz dalgınlıklarını Umut tacirlerine yüz verme sakın Yenilirsen dövüşerek yenilmelisin Hiç kimseye vereceğin hesap kalmamalı
Hep öyküler dinledim buruk, acımsı, kekremsi Dinlerken yaşadım diyemem öldümAma ölmemiş o bin öykünün serüvencisi Sunuyor kendini canlı bir bildiri…
1Bir çığlığın sessizliğidir derin suların dinginliği ki çınlar yüreğin kararan kayalarındaDerin suların dinginliği çatlatır yüreğinde korkunun tohumunu çünkü sessizlik en…
Günlerdir bir dağbaşındayız Bir başına ve birşeylerden uzak Çağıldayan çavlanları dinliyoruz Otların üstünde sırtüstü uzanarakDuman, is ve beton yığını Öyle…
Ünledin Gelmedi kimseler Kalabalık olurum sandınUsanırsan beklemeyi Gizle bile kendini Meş’um sorulardan Kimselerin bilmediğiBilmediği güzergâhtan Gâh seni gâh onu Yanıltıp…
Ölürüm diyor ki, -Ne diyor ölüm? -Cemal hariç değil! Diyor ki, -Ne diyor Cemal Süreya? -Her ölüm erken ölümdür/ üstü…