Bunları da Okuyun
Ahmet Telli şiirleri
Bir kez olsun dönüp bakmadı Hoşça kalın da demedi giderken Sustu ve yanlızca elinden yine de sazını elinden bırakmadıSonra hiçbir…
Ölüm ilanları ve panzer seslerinden uzak Bir yaz geçti yabanıl koynunda doğanın Unuttuk bir zaman meyhanelerin arabesk Uğultusuyla sırnaşık kızlarını…
Göç oldu bir acıdan öbür acıya oysa sağrısı kurumamıştı atımızın daha dün sürüp gelmiştik buralara bugün göründü yine yolların ucuDevrildi…
O yorgunluğun kitaplarındaki umutsuz sevgiler miydi düşleri eskiten bir kez miydi tam yüreğimize saplanışı o kemirgen kuşkuların o yabanıl uğultularınÖmürboyu…
Ne gözlerindeki çöl yanlızlığı Nede yüreğindeki sönmüş volkan Büsbütün kopmuş sayılır yaşamaktan Şüphesiz eskil bir frenks kadar Alışkın değisin bekleyişlere…
Eylül, gülleri soldurarak duyurdu bu yıl kendini Böyle olacağını bile bile şaşırttı bizi yinedeDaha bir demet kır çiçeği alıp koymadık…
Gün biterken çingenlerle inecek ovaya çengilerle Ateş yakılacak ve birer yalım büşecek kızların yüzüneDinle ve sorular sor kendine Doğayı, insanı…
Bir akşam konuğum ol oturup konuşalım biz bize Anıların çubuğunu yakıp uzatalım geceyi biraz Geçmişe bir el sallayıp yaşanan günleri…
Biri var, nasıl konuşursa, herkesin öyle düşünmesini ister Sfenks demiştim daha önce yanıldım bir soytarıydı her nasılsa tarihe sızanBeklesem unuturdum…
Her nasılsa yalnızsın Bir giz gibi deliyor yüreğini cansıkıntılarının burgusu ve hep bir şeyler eksik gibi bir şeyler bekler gibisinYeni…
Gün bitti, elindeki güller de soldu anımsanacak neler kaldı bugünden paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak belki bir türkü söyleriz geceye karşı…
Olur, aramam seni ve kimseyi Anıları pas tadında bırakırım Konuşacak ne kaldıysa kalsın Susmaktır birşeylere saygılı kılan Ayrılık da bir…
On beşine bastımı dudaklarında bir türkü elinde bayrak kavga sokaktaki oyuna benzer artık çocukluğu benzemez çocukluğaDeniz okşayabilir mi sarışın bir…
Bu kent öldürüldü diyorlar Kurşuna dizildi bir gece yarısı Hayaletler geziniyormuş şimdi Sokak aralarında ve caddelerde Baykuş tüneği olmuş alanlar…
Bütün bir gün sırtüstü uzanıp dere kıyısında dinledik suyun akışıyla kavakların hışırtısınıMor incirler kopardık kuşluk vakti dallardan soğuttuk soğuk sularda…
Gitmek. Bir hançeri inceltip Okyanusa daldırmak isteği Ya da düşebilmek atlasların Dışına ki ey kalbim Yalnızsın bu yolculukta daGitmek. O…
1/ HECELERKEN ÖMRÜMÜÖmrümün hangi hecesine baksam Uzadıkça uzayan bozkır yalnızlığı Ve duman rengi kasabalar ki sen Okunaksız mektuplar da diyebilirsin…
Günlerdir eski bir hüzünle çıkıyorum voltaya (kötüye işaret bu, üstelik yalnızlığa sığınıyorum) Unutup gitmişim ezberimdeki bütün şiirleri bulutlara bakıyorum uzun…
ISöğüt ağaçlarının Bulutsu serinliği Gümüşsü bir renge Çevirirken akşamı Uzak dağ başlarını düşürür aklınaÇıkar sedef kakmalı Gümüş çakını o zaman…
I Anılar biriktikçe sisleniyor aşklar da Yitiriliyor serüven duygusu ki o zaman Şeytanımı koluma takıp gitmeliyim Yeni bir cehennem kurmalıyım…