Bunları da Okuyun
Browsing: Aşık İhsani şiirleri
Kervan gitti biz uyuya kalmışız Haydi ey tamburam biz de gidelim Tatvan kenarından Nemrut dağından Haydi ey tamburam biz de…
Kalk arkadaş silkelen bir El yürüdü sıraya gir Kendine bir düzen getir hey Geç başına makinanın Bas düğmeye keyfe bak…
Bırakın şu karanlıktan Ben çıkmak istiyorum Yeni için eskileri Vurup yıkmak istiyorum İhsaniyem dolu yara Günümü istemem kara Aya çıkıp…
Git efendi hançerlenmiş yaramı Eşeleyip tazeleme bu sıra Oy oy hele bu sıra Köyüm yolsuz ben okulsuz yaşarım Utan da…
Haydi sazım haydi şu benim halkım Dost kimdir düşman kim bilsin ha bilsin Ak alnının üstündeki yazgıyı Elinin tersiyle silsin…
Duydum Tanrı dağbaşında Verdi aldı aşk Yunus’u Odun kesti ipin yere Serdi aldı aşk Yunus’uAh eyledi yana yana Kırk yıl…
Gidiyor ey asalaklar gidiyor Leke leke gidiyorlar gidiyor Kimi tesbihini kimi burnunu Çeke çeke gidiyorlar gidiyor Gidiyorlar gidecekler gitsinler İşçi…
İçimde yanıyor aşkın ateşi Vuruldum ararım Aslı Hanımı Ne Hint’i bıraktım ne de Habeş’i Yoruldum ararım Aslı Hanımı Türkistan Pakistan…
Diyar diyar belde belde gezdiğim Yollar hüngür hüngür ağladı bana Ekmeksiz katıksız susuz kaldığım Çöller hüngür hüngür ağladı bana Zalim…
Yıllarım boyunca çektiğim hasret Bir damla gözyaşı oldu da gitti Ne güldü yüzüme ne kesti müddet Açmadan çiçeğim soldu da…
Git efendi hançerlenmiş yaramı Eşeleyip tazeleme bu sıra Köyüm yolsuz ben kanunsuz yaşarım Utan da şu asıra bak asıraDemek vekilimsin…
Kervan gitti biz uyuya kalmışız Haydi ey tamburam biz de gidelim Tatvan kenarından Nemrut dağından Haydi ey tamburam biz de…
Uçun kuşlar haber verin Kerem’e Kerem gelsin merhem olsun yareme Bilinmez bir yola düştüm giderim Bu yol beni götürecek vereme…
İzmir bura Kordon boyu Üç kişi bir tabuttayız Elimiz ağzımız bağlı Üç kiçi bir tabuttayızAltımız taş üstümüz taş Ayaklar su…
Bilemedim Hudam bu nasıl haldı Verdiğin canımı bir mayın aldı Ana kucağında öksüzüm kaldı Hudam Hudam Ne zalımdır Hudam Suriye…
Sakal seni güzel için taşırım Ben seni kesemem kara sakalım Nerde güzel görsem hafif kaşırım Ben seni kesemem kara sakalım…
Bizim köyde bir ağayla bir Nazlı Yaşıyordu, yaşıyordu, yaşar ya! Ağanın göbeği, Nazlı’nın karnı Şişiyordu, şişiyordu, şişer ya! Nazlı’nın ne…
Mor yaşmaklım bahar geldi Sen de durma eserek gel Bahçe bahçe kucak kucak Lale sümbül keserek gel Kopar ayrılık bağını…
Sana oğlum demem hayatta çiğsen İstemem başına altın taç giysen Yetiştirip iki ağaç diktiysen İşte sen o zaman benim oğlumsunZalimin…
Haydi Mehmet haydi canım Haydi yürü kızıl kanlım Haydi yürü Pir Sultanım Haydi başka başka dillim Haydi benim Türkiyelim Haydi…