Bunları da Okuyun
Cahit Zarifoğlu şiirleri
Tabutunuz Pırıl pırıl çivileri ve talaş kokuyor Demek taze ölülerdensiniz hemşehrimKan akıtılmadan kesildi damarlarınızın sıcaklığı Söyleyin kim yokladı Bir ateş…
Babam hemen hakanolur kervan yüklü geceyi taşıyan ormanda bar bar bağırır develeriniDurmaz babam Öncü seher yıldızından apaydın olan başını savaş…
5Aşk çocuklar parlayınca görülen ışıklardır Işık yüreğe varınca yorulur çeşmeler Aşığın avuç açıp doldurduğu sularla ki ölenler vardı sularla küçüklüğümün…
Bir duvarı sürüyor saçların bir hayvan parıltısı var gözlerinde Binbir kement sardırıyor boynuma açık açık cinsini parlatışınBırak gamzelerin aksın odalarıma…
Kim ölüyor hayvanların Kızışarak daraldığı zamanda Bir pazu marazında yıkılmadı o kollar Güç istifi kanın Saklanmış kadınlıkların Ve kız kaleleri…
O güzeli bana verseler Tombul kuzuların aşkına Yaylalara atlas kilim serseler Tombul kuzuların aşkına Yayılsın topraklar, aşıklar gezecek Feryat, taşları…
Ve solmadan güller Lahitler verdimSokağımızda yatan bir serinlik vardı Saklambaç bile oyna(ya) mazdı çocuklar/bir dağ çekilir bir serinlik vardı aralanıverince…
Sopalar taşlar avtüfekleri Ve içi içine sıkışmış bir toplu tabancaBelinden orta etinden Cılız çelimsiz bir elden Toprağa çekmekteydiler köyün bütün…
Tabiata çıkıyorum Göğsüm bir müzikle Vuruyor ritmini Dinliyorum hüznünü sendeki güzelliğinBaşımda fırtına bir taç Unutulmuş padişahlıklarİpiri gözleriyle uyanıyor Şu gündüzden…
İşte doğa işte ben Karşılıklı bir sabah sohbetindeyiz İnce ağızlı kelebek sancağımda Çekirge dikkatli Serçekuş Gagası avucumda Tablomuz hazır Aslanla…
Hızla yol alan dünyanın sıcağıdır başımda Geriye kalan hayattır yoranAklınla yapayalnız başbaşa Nice alevli geceler geçtinToprağı yaymış ev sermiş üstüne.…
Sarıkamış tren istasyonunda bir deli heeyt derken. – hamallar Ve gülüşüp itişen çingene çocukları – Kaçışıp yeniden deliliğe sokularak Kızgın…
Gaflet Padişah kılındın Bir gövde mülkünde Ömür ve devlet idin Kara zünnar belinde Bir yürüdün bin düştün Gölge içinde yüzün…
Şarkı ve oyma dudak Sağlam gözleri Ve yandan bakılınca Uzun yüzünde kabartma bir denizBütün kuşlarla gidilir yanına Sıhhat’i bir hava…
Hırsından ağlıyor sahilde kayalar Bu ceset dünden beri Sallanıp duruyor sularda Sahilde kayalar Lodos şiddet Bir hatırlatmayla dövüyor karnını Değil…
IÖnce kim – “önce sen”Dirilen bir işci olmalıyım. Öyle olmalıyım ta eskiden (Ağlayarak) anlamlıydım olmalıyım anlıyarak İşci türemedi hiç bir…
Ibiraz yukardan taş et ot mu yoksa taşetot alır şaşmadan gündüzden geceye geceden gündüze ve bütün geleceklere çağırır şimdiden ve…
Hac yolunda bir merhale Kalbin ve cesedin azık yeriTekkeler zaviyeler medreseler ve ulema Yemiş yüklü ağaçların kolları kökleriSaf ve seven…
Daha dün sesler Hatta insan sesleri Karın altındaki Toprağın içindeki köklerde Toprağın altındaki bitki kökleri Ne sabırlı bir rüya Çektikleri…
Verimsiz bezgin Geçti günler Uçtu çekip karnından kopardığım tüyler Şen miyim martıları koluma takarak Bir güç denemesiyle pazularım Kahverengi-kendi kendine…