Bunları da Okuyun
Charles Bukowski şiirleri
tiklerim tutmuş çarşafın altında güneş ışığıyla tekrar yüzleşmek harbiden berbat bir şey neon ışıkları yanıp da çıplak kızlar barın üstünde…
kuraklığa uyandım ve eğreltiotları ölüydü, saksı çiçekleri mısır gibi sararmış; kadınım gitmişti ve boş şişeler kanı çekilmiş cesetler gibi sardı…
eski bir New Orleans pansiyon odasında elbiselerini giyerdin, sen ve depocu çocuk ruhun, sonra küçük yeşil el arabanı iterek senin…
berbat kavgalar. ve sonunda, kadının güzel çiçek desenli kocaman yatağında huzur içinde uzanmışım, göbeğim sereserpe başım yanda abajurun ışığı damla…
Can vermek için can almalısın, Milyarlarca kanın döküldüğü denizin üzerine üzüntülerimiz boş ve dümdüz düşerken Dalgaların içeri doğru kırıldığı sığ…
tamam, benimle yaşayıp sonra düzüşecek, kokain çekecek, içki içecek ya da sadece konuşacak yeni bir erkek arayışıyla beni terk eden…
ayağını kıran kazın etrafında beş-altı yüz tane salak birikmişti nöbetçi yaklaşıp silahını çektiğinde ne yapılacağına karar vermeye çalışıyorlardı ve konu…
hiçbir seyin önemi yok bir yatakta debelenmekten baska ucuz hayaller ve bir birayla yapraklar ölürken ve atlar ölürken ve ev…
ölümü konuşmak paradan konuşmak gibi- ne fiyatını biliriz ne de değerini, yine de ellerime bakıyorum da biraz tahmin edebiliyorumerkek tahmin…
ayın 17’sinin gecesi bütün gece boyunca radyo çaldım komşular alkış tuttu ev sahibem ise kapıyı çalıp şöyle dedi LÜTFEN LÜTFEN…
azdılar yine; sıçrayıp ısırıyorlar,geri çekiliyorlar,etrafımda dolanıp sonra yine saldırıyorlar.oysa ben kurtulduğumu sanıyordum onlardan,beni unuttuklarını; ama şimdi daha da çoklar.ve ben…
Van Gogh kulağını kesip bir orospuya verdi orospu hunharca fırlattı kulağı sokağa tiksinerek.Van, orospular kulak istemezler para isterlersanırım bu yüzden…
adam 65’indeydi, karısı 66, alzheimer hastası. adamın ağzı kanserdi. geçirdiği ameliyatlar ve gördüğü ışın tedavileri çene kemiğini eritince tel takmışlardı…
Önemli olan burada kimin yaşadığı değil kimin öldüğü ne zaman öldüğü değil nasıl öldüğü büyük insanların tanınmışları değil adı sanı…
Siz aşk nedir bilmezsiniz dedi Bukowski Ben elli bir yaşındayım bir bakın bana Genç bir güzele aşığım Kötü saplandım bu…
onu her nasılsa yazışma ya da şiir veya dergiler yoluyla tanıdım ve bana tecavüz ve şehvet konulu çok seksi şiirler…
Ah, küçük bir atom bombası verin bana Fazla büyük olmasın Küçücük Sokakta gezinen bir atı öldürmeye yetecek kadar Ama hiç…
çimen altında geçen 225 günden sonra benden daha çok şey biliyor olmalısın. kanını emip bitireli epey oldu, artık bir sepette…
Cennetteki tüm demir yatakların içinde seninki en gaddar olanıydı ben aynada bir dumandım sen ise, saçlarını, bendlerini aşan yeşim taşları…
başarısızlıklar. birbiri ardına. bir ördekgöleti dolusu başarısızlık. sağ kolum ta omuzbaşıma kadar ağrımaktaaynen hipodromdaki gibi. bara yanaşırsın gözlerin korkudan yuvalarından…