Bunları da Okuyun
Feyzi Halıcı şiirleri
Baş değil, başı var, bir başak değil Yenilir şey değil, yumuşak değil Çokça var her evde, vuslat çizgisi Kuşak misali…
Özlemini duyduğum şey, bütün bir yaz, Boğazlar içinde ille mavi boğaz.En güzele, en yüceye, en maviye doğru, Üzengisinde, bir hırçın…
Beyazitte tütüncü dükkanları Tramvayda dizi dizi kadınlar Günlük endişeler, aşklar, günahlar Tanıyorum hepinizi kadınlarBir yaşama gücüdür, sabahleyin Ala-canlı fabrika işçileri…
Bu cadde İstanbul Caddesi, Aziziye minaresinde çifte ezan Nal sesleri, motor gürültüleri Arasında kaybolursunuz bazan. Burası dellal pazarıdır Eski eşyaların…
Sevdiğim, baharda açan çiçek Gibi, rüzgâr rüzgâr içerimdesin Bir tatlı özlemi hatırlayarak Şavkıyan ay gibi içerimdesinÜmit senden gelir, teselli senden…
Yaşamak uğruna bir tanem ne varsa Her şey yüzün suyun hürmetinedir. Şu tablo, şu nehir, şu vişne dalı Her şey…
Yaşamak uğruna bir tanem ne varsa Her şey yüzün suyun hürmetinedir. Şu tablo, şu nehir, şu vişne dalı Her şey…
Yoluna kurban olduğum Aziz bildiğim, evlattan! Şanın, şöhretin dörtnala Koşa gelmede milattan…Dört ufkundan mühür mühür Hayaller fışkıran şehir. Bağrında koca…
Ben can sıkıntısına çare buldum İşim varmış gibi davranıyorum Aşıkmışım gibi yapıyorum Bekliyorum orda burda Ne bu telaş diyor biri…
Istanbulda kopru ustu, Herkesin bir isi vardir. Uzakta, çok uzaklarda, Simdi Bingolde bahardir.. Oltaya dustu baligim, Gel ey serin aydinligim,…
Ettiler dost nazarında, Esir, göze, kaşa beni, Sorgusuz can pazarında, Yazdılar en başa beni.Boyum yüce arşa-değin, Gücünüz yeterse eğin! Meyil…
Bir alev-gül baygın dudaklarında Düş düş… Yalnızlık ormanları kuytu Bütün masallar büyümüş… Oltalarda mercan balıklar Yalnızlık denizleri, derin… Düşünüyorum, kuytu…
Bir bilsen ey sevgili bize neyi öğrettiler? Mana burcunda şavkıyan her şeyi öğrettilerTerk edip hüznü bir nice yorgun sokaklarda Cümle…
Zamanı çağrışan güzel Sular bıkmaz akmağınan Güzelliğin mi eksilir Bir göz ile bakmağınan…Sevgidir bedene düşer Ataşsız yemek mi pişer Gönül…
Bir ıslak masal, ebem-kuşağından Dudaklarda ak-pak okunmaktadır. Boyanmış ipleri gün ışığından Ufukta bir halı dokunmaktadır. Büyümüş yaprağın, açmış çiçeğin Halıcı…
Dizivermişler keyfince Şöyle, dört ufka dağları. Kudüm oldum ince ince Getirdim şevke dağları…Işıl ışıl gün doğarken. Tepeler dinlemez erkan. Adımlar…
Sevdadır, çevre yanımda, Bir nice nöbet tutmuştur. Kar yağmıştır o dağlara, Nilgün beni unutmuştur.. Hüznüm o, sevincim o’ydu, Doğan-günüm, gecem…
Dünya nasıl dönerse, güneş etrafında Dönüyorum burcunda bir tanem, öyle. Neyse, salkım salkım ışık, neyse söz Örttüm cümle kapıları, tek…
Gönülce düş bir yola. Bir gönülce kapı aç! Sen sen ol verme mola, Senden kurtul sana kaç! Bengi-baharla tanı. Yapraktan…
Hasretin gönlümde artık bir ateşten perdedir, Görmüyor pek gözlerim nay’lar,kudümler, nerdedir? Çok değil, aşkınla mahzun hem perişan olduğum Aşikar, gönlüm…