Bunları da Okuyun
Çiğdem Sezer şiirleri
nasıl unuturum bir sap menekşe ağzının kıyısında duruyor,öylece uyuyorsun.nasıl……ölüyorsunupuzun kavaklar devrilir gibi değil. dağ yıkılır orman tutuşur gibi değil. bir…
biz kaç çocuk bir anneden çıkmıştık yola kaç zeytin tanesi karanlık içre gece kesiği kim kimden kırılmıştı ki yeryüzünün çanağına…
iki omuz arası uzaklığında dönüyor dünya. elinde sır kovasımasallar eksik çocukları uyutmaktan gelmiyor uzamıyor saçları bozkırdaki ağacın kuşların kursağında kalmış…
meğer söz karbon bahçe rüya yılanı derisinden soymaya meğer ateş meğer köz değilmiş. meğer taş üzümü olgunlaştırmayakimdi rüzgârını gömen suskunluğun…
gün iniyor, yüzüne bakıyorum suların çizdiği yarım yüzüne sesin resmidir harfler yarım yüzüne bir yarım daha… seviniyor sözcüklerinip inip çıkıyorum…
yorgun atlar gibi geliyor yaralı orman ağulu dağ kar yüklenmiş dallar gibi geliyorbeni diyor, taşların arasında bir su sesi gibi…
şimdi psikanaliz. masamda kuşlar yürüyor bugünü yaşama arzusu varoluşsal psikoterapi cezalı çocuk kapıyı yumrukluyor vesikam hypatia’dan siyah heyaz beyazında annem…
yakama çürümüş çiçeği taktım da geldim. sesim yokuşlarıydı içimin, indim çıktım debelendim. sen söktükçe ben ördüm düz ters lastik haroşa…
o senin ıhlamur duruşun oğulotum bal köpüğüm evler kapılar boyu boynundaki kuğuyu besleyip doyurduğum o senin çarşı pazar duruşun yıldız…
lirik şiirler yazıyorum eve dönsün diye kalbimbu kaçıncı kış, uykusuz bir sarnıç gibi gecede günahkâr soluğuyla tanrının göğsündeki dağa üflendimdaha…
hiçliğin mor alfabesi, çiçeksiz bahçeyi bahçen bil, demir asasıyla geçerken ömürgittiğinin ertesinde nasıl bir deniz sabrın çatladığı yerde bir fena…
kandan kına yapmışlar ellerine yakmışlar dünya denen gelini duvağından asmışlar biz şimdi aşktan Burka aşık olup bir yıldıza konmaktan gülün…
karın kapattığı yollara bakarken sen gitmekten söz ediyordun ben çemberin dönüp aynı yere gelmesinden bak burası kaldığım yer; kış manzarası…
akşamdı ……………. bir bulut sesini yanı başıma bıraktı senin huysuz gövden avuç içlerin göz bebeklerin bir ağacın altında çekilmiş resmin…
diyor ki, buhurunu yitirmiş tütsüyü kim, niye…? sentetik çiçekler konvoyu masumiyet şarkıları söyleyerek yürüyorbir morgun soğuk sessizliğiyle bakışıyoruz şişmiş cesetlerin…
kışın soğuk dudaklarıyla öptüğü gece örtsün üstümüzü. kar gibi geçsin içimizden hayat suyun diliyle sevelim birbirimizi ağacın dala söylediğiyle. şehir…
emrindeyim komutanım iç savaş bitti kalbin bütün burçlarına siyah bayrak çekildine tuhaf böyle yaşar gibi yapmak konuşur sevişir gülüşür gibi…
işleyerek kalbimi henüz yazılmamış şiire karanlığın dudağında gülümseyen gül gibi girdiniz ….bir çocuk ağlıyordu sesini arayarakşafağın en tenha yerinde çizilmiş…
sıradan şeyler olup bitiypr, dünyanın her yerinde.ağacın biri esniyor toprak geriniyor.gün süzülüyor evlerimizekap kacak börtü böcek naftalin elbise dolap bana…
kalkıp bir ağacı suluyoruz ellerinle yağmura bakıyoruz -hep yağıyor- pirinçhan’da bir gramofon -beni kör kuyularda… ellerin öylece duruyor masada kuyum…