Bunları da Okuyun
Karacaoğlan şiirleri
Sultan Süleyman’a kalmayan dünya Bu dağlar yerinden ayrılır birgün Nice bin senedir çürüyen canlar Hakkın emri ile dirilir birgünNe güzel…
Kalk gidelim Balkaman’dan yukarı Oturup durana devlet yaramaz Yiğidin bir başı gezginci gerek Yiğit gezmeyince adam olamazYiğidin bir başı fıraklı…
Nuh’un gemisine bühtan edenler Yelken açıp yel kadrini ne bilir Ol Süleyman kuş dilini bilirdi Her Süleyman dil kadrini ne…
Evvel bahar yaz ayları doğunca Akar boz bulanık neden dereler Sen de bencileyin yardan mı oldun Göz göz oldu sinemdeki…
Geyin hey sevdiğim kuşağın kuşan Del’olur hey yavru peşine düşen Dilber benim deyi sarıp sarmaşan Elini tutacak elim kalmamışBakın hey…
Ben güzele güzel demem Güzel benim olmayınca Muhannetin kahrın çekmem Gel deyip de gelmeyinceGelirim amma döğerler Bizi bu ilden kovarlar…
Benden selam eyle sevgili yare Perişan hatırın sor seher yeli Bildir ahvalimi dostuma benim Sevdiğim ne söyler sor seher yeliSen…
Behey kırlangıç nereden gelirsin Hanı şimdi nettin Hind-ü Yemen’i Ötme garip bülbül ben de garibim Sen de bilir misin ahır…
Çıktım yücesine seyran ederken Ötüşür bülbüller gel deyi deyi Sıdk ile baktım da dostun yüzüne El eder sevdiğim gel deyi…
Arap at üstünde kaldı postumuz Ikrardan döndü mü ola dostumuz Yarın bir gün kara toprak üstümüz Çürüdür hey Benli Suna’m…
Arab atım koşar koşar Seni seven binler yaşar Gün vurdukça şavkın düşer Açıldıkça döşün gelinKaşın kara gözün kara Benlerin var…
Başı pare pare dumanlı dağlar Bağlama yolumu atım eşkindir Söylemem o yare dokunur bana Yüksek pare pare gönlüm coşkundurGetirin atımı…
Ala gözlü benli dilber Düşüp sevdana yanayım Zülfüne bir dokunayım Garbtan eser yel et beniSakla beni bucağında Can vereyim kucağında…
Gönül verdim bir güzele ne çare Aslı Andırınlı nazlı bir gelin Mevlanın aşkına öldürme beni Azıcık karşımda dur nazlı gelinYaşa…
Ala gözlerini sevdiğim dilber Gezer miydin yaran ile eşinen Irak yerden kem habarın duyarsam Döğünürüm kara bağrım taşınanDost yoluna verdim…
Ala gözlerini sevdiğim dilber Sevgini sevdamdan ayıramıyorum Gündüz hayalimde gece düşümde Bana bir hal oldu bilemiyorumYaylanın hası da şu nazlı…
Akşam olur ben yerim yatamam Eski derdi yenisine katamam Silkinip de gam yükünü atamam Ara yerde ölüm olduktan geriBir selam…
Şunda bir dilbere gönül düşürdüm Severim billahi nic’olur olsun Varır kapısında kulluk eylerim Dökerim kanımı nic’olur olsunGüzel yavru çıkmış tahta…
Afşar Beylerinde gördüm bir güzel Kozan Ovasından çeker göçünü Kadir Mevlam öğmüş kendin yaratmış Sırma ile karıştırmış saçınıGöremedim altınından tuncundan…
Aşağının has evleri Göçeceği çağlar bir gün Kara ardıç kamalağı Sızılaşır dağlar bir günHas evleri yandı tüttü Cana candan hasret…