Bunları da Okuyun
Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
bana yakan gözlerle bir kerecik baktınız, ruhuma büyük temel çivisini çaktınız
Mercan, uçuk dudağında kan, İnci inci, soluk sakağında ter. Ne bas yedi, ne kan içti bu meydan Bu meydan aşık…
Silindi akçemizin yazısı ve turası; Bizi yere batıran batının faturası… 1976
Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık; Anla ki, yok Allah’tan başkasıyla yakınlık…
Camilerde cemaat yerinde hep cemadat; Siner de köşelerde Haktan beklerler imdat! ..1977
Ey genç adam, bu düstur sana emanet olsun: Ötelerden habersiz nizama lanet olsun! ..1975
Öyle bir sokak ki, bu Her köşede bir kadın; Geçene, öz yolcusu Gibi bakar…Anladın…Ve,kalbin sana sorar: Bakıp geçmekte ne var?…
Bilmem hangi alemden bu toprağa düşeli, Yataklara serildim cam kırığı döşeli. Kaam bir cenk meydanı kokusu kan ve barut, Elindeyse…
Butun insanlığı dövsen havanda, Zerre zerre herkes yine yalınız. boşlukta yol alan uçsuz kervanda, Her şey tek basına, dağ, tas…
Kapı kapı,bu yolun son kapısı ölümse! Her kapıda ağlayıp,o kapıda gülümse.
Kalk, arkadaş, gidelim Dereler yoldaşımız, Dağlar omuzdaşımız. Dünyayı seyredelim, Şehirlerin dışından. Esmerden, sarısından, Kaçalım, kurtulalım Haydi yürü, bulalım, Kat kat…
Nedir Allah’ım nedir bu diyarin şu hali? Bezginlikten ruhunu kaybetmiş bir ahali; Ve bir mecnun idare,tam da hastahanelik… Öyle davranışlar…
Nisbetleri bozuldu,yedi ses,yedi rengin; Mart kedisinin dili,bizimkinden çok zengin… 1974
Nur yolunu tıkıyor yüzbir katlı gökdelen. Bir küçük iğne yok mu, şehrin kalbini delen? (1968)
Elindeyse zamana geçme dur diye dayat! Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat… 1978
Sen ki, bir sapık ırza geçse nefret kusarsın; Milletin ruh ırzına geçerlerde susarsın! .. 1978
Yıkılan sarayımdan tek bir nakış kalmadı; Dışa mıhlandı gözler, içe bakış kalmadı. (1983)
Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim; Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!
Zamanın tık_tıkları Güder yaratıkları Kan sızan pençesinde Beynimin yırtıkları Hayal, dalgıç ki arar Denizde batıkları Bu ne dünya,ne dünya Çer…
Güneş çekildi demin, Doğdu bir renk akşamı. Bu, bütün günlerimin, İçime denk akşamı. Akşamı duya duya, Sular yattı uykuya; Kızıllık…