Bunları da Okuyun
Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
Sabrın sonu selâmet, Sabır hayra alâmet. Belâ sana kahretsin; Sen belâya selâm et!Felâh mı, onda felâh, Silâh mı, onda silâh.…
Seni aramam için beni uzağa attın! Alemi benim, beni kendin için yarattın!
Hep bu ayak sesleri, hep bu ayak sesleri, Dolaşıyor dışarıda, gün batışından beri, Bu sesler dokunuyor en ağrıyan yerime, Bir…
Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış Nurlu ihtiyarın yanaklarında. Yapraktan saçını yerlere yaymış, Sonbahar ağlıyor ayaklarında. Süzüyor ufukta bir kızıl…
Ne görsem, ötesinde hasret çektiğim diyar; Kavuşmak nasıl olmaz, mademki ayrılık var?
Yüzün bir sebepsiz korkuyla uçuk, O gün başucuma karalarla gel Arkanda, çepçevre, kızıl bir ufuk, Tepende simsiyah kargalarla gelElinden, dal…
Sen gül diyarının yapma gülüsün! Aynı yapmacıkla Çoban Sülü’sün! Yoktur izlediğin bir dava yolu; Bir bu yan, bir şu yan,…
Allahın seçtiği kurtulmuş millet! Güneşten başını göklere yükselt! Avlanır, kim sana atarsa kement, Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet.Allahın seçtiği kurtulmuş millet!…
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak: Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden, Çatırdılar geliyor karanlık…
Düşünüyorum: O’ndan evvel zaman var mıydı? Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı?
Akıl akıl olsaydı adı gönül olurdu Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu..
Eve dönmez bir akşam; Ve gün yüzlü çocuğu, Sorar: Nerede babam?Bakarlar, oldu, bitti; Gelir, derler çocuğa, Baban attaya gitti.Uzar gider…
Gökte zamansızlık hangi noktada? Elindeyse yıldız yıldız hecele! Hüküm yazılıyken kara tahtada İnsan yine çare arar ecele!Gençlik… Gelip geçti… bir…
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş; Yerde çıplak bir gömlek; korkusundan dirilmiş. Sütbeyaz duvarlarda çivilerin gölgesi Artık ne bir…
Her şey, her şey şu tek müjdede; Yoktur ölüm, Allah diyene Canım kurban, başı secdede, İki büklüm, Allah diyeneAkıl, kırık…
Anne girdin düşüme. Yorganın olsun duam; Mezarında üşüme.Anlamam, anlatamam. Düşen düştü peşime, Artık vadeler tamam…
Aman efendim, aman! Galiba Âhir Zaman! Manzarası yurdumun, Tufan gününden yaman! Göz görmez aydınlıkta; Asümanedek duman. Yer dumanmış ne çıkar,…
Bu yağmur… bu yağmur… bu kıldan ince Nefesten yumuşak yağan bu yağmur… Bu yağmur… bu yağmur… bir gün dinince. Aynalar…
Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı; Tek ses duysalar; Allah… Yoklayanlar nabzımı. 1973
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin; Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem! İsterseniz hayat aşını verin; Sayılı nimetler bal olsa yemem!Ey akıl, nasıl…