Bunları da Okuyun
Nedim şiirleri
Saba ki dest ura ol zülfe müşg-ü nab kokar Açarsa ukde-i pirahenin gülab kokarNe berk-i güldür o leb çiğnesem şeker…
Bak Sitanbûl’un şu Sadâbad- nev bünyanına Âdemin canlar katar âb u hevâsı canınaEy sabâ gördün mü mislin bunca demdir âlemin…
“Elbette Nedimaya gelirken susar ebcet Bir lâle yeter başkaca tarihe ne hâcet.”Büyük Ahmet Nedim’in kârı öğretmek imiş her an Şiir…
Bir safa bahşedelim gel şu dil-i nâ-şâda Gidelim serv-i revânım yürü Sa’dâbâd’a İşte üç çifte kayık iskelede âmâde Gidelim serv-i…
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sanaBûy-i gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş…
Yetmez mi sana bister-ü bâlin kucağım Serd oldu havâ çıkma koyundan kuzucağım Âteşlik eder sana bu sînemdeki dâğım Serd oldu…
Sevdiğim cânım yolunda hâke yeksân olduğum Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum Ey benim aşkında bülbül gibi nâlân olduğum…
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sanaMey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sanaBûy-i gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş ucu…
Bakıp o şûh ile nâz û niyâza meşk ederiz Gülün tebessümüne bülbülün terânesineBir şeker hândeyle bezm-i şevkâ câm ettin beni…
Ey şûh-ı kerem-pişe dîl-i zâr senindir Yok minnetin asla Ey kân-ı güher anda ne kim var senindir Pinhân u Hüveydâ…
Sen bî-haber hayâlin ile gûşelerde biz Tâ subh olunca her gece ayş u dem eylerizEsdikçe bâd-ı subh perîşânsın ey gönül…
Hele îd oldu ol gül-gonce handân olduğun gördük Demâg-ı telh-kâmın şekkeristan olduğun gördükO sîm endâmı aldık halka-î ağûuşa bir kerre…
Tahammül mülkünü yıktın Hülâgû Han mısın kâfir Aman dünyayı yaktın ateş-i sûzân mısın kâfirKız oğlân nâzı nâzın şehlevend âvâzı âvâzın…
Sâkî nigehin tamam kâr etdi bana Hayretle cihan yüzünü târ etdi bana Cahbâya bahane bulma vallah billâh Nitdiyse o çeşm-i…
Bu şehr-i sitanbul ki bi misl ü behâdır Bir sengine yek pâre acem mülkü fedâdırBir gevher-i yekpare iki bahr arasında…
Bir safa bahşedelim gel şu dil-i na-şada Gidelim serv-i revanım yürü sa’d-abada İşte üç çifte kayık iskelede amade Gidelim serv-i…
Erişti nevbahar eyyamı, açıldı gül-i gülşen Çerağan vakti geldi, lalezarın didesi ruşen Çemenler döndü ruy-i yare, reng-i lale vü gülden…
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sana Bûy-i gül taktîr olunmuş nâzın…