Bunları da Okuyun
Browsing: Onat Kutlar şiirleri
Bu özelliğimi ilk kez, çocukken fark ettim. Evimizin avluya bakan ikinci kat odasının penceresi önünde oturmuş, garip bir olayı izliyordum.…
Güzel bir zamandı. 1963 yılının Eylül ayı. Anadoluhisarının eski ve kocaman ahşap yalılarından birinde, hanımelleri, mor salkımlar, vişne ağaçlarıyla dolu…
Kapadım perdeleri kayboldu Duvarları saran ayışığı ve magrip sokakları Yeşil damarlarında som mermerin Seyyit Yusuf’u Arayan ilk kanlı boğa Kayboldu…
Durmadan değişen bir kentte selvilerin anılarıyla uğuldayan bir sokaktı Yüksek ve külrengi yapıların tepesinde ikindi sarı bir ışıkla vururdu pencerelerin…
Bütün bir haziran evin önünde Akasyanın dallarını eğerken rüzgar İpeğe kırmızı bir gül işlerdi Kulağı ıssız ve to………………..
Yeraltında bir bizans sarnıcı gibi loş Kuyularda körlerin durağan bakışlarını Tedirgin bir çocuğun önsezileriyle Bozmadan geçerken hiç düşünmemiştim YUkarda bembeyaz…
Merhaba güzelim, bak nasıl doldurdu – Dur önce şu sigarami yakayım – Kırmızı bir güneş bardağımızı Dışarda kararan rum kilisesinin…
Küçük ırmak sen buradan gidince bozulur bahçeler bağlar ve durur mu gider arabı zengi atlayıp kişneyen atına yerine kays gelir…
Geceyarısı geçen güzden kalma birkaç yaprak kırk yıllık kahve renkli bahçeler ve bir mimibüste Kartaldan eminönüne giderken uyumuş titreyen bir…
I’Saki Şarap sun, beni de unutma’ Hafız böyle diyor Şiraz’da, gül altında, ‘aşk kolay göründü, oysa çok zor’ Bir cezayir…
At konuşmadan çıkar yollara Eğersiz çıplaktır bir payitahtın ıssız sokaklarından sabaha karşı bir ılgarla geçer Açılir sular ve deniz koşar…
Sevgilim Cezayir beyaz bir duvar Bir yani akdeniz öbür yani narSenin nar ağacın benim denizim ve duvarBir yasemin senin gibi…
Kentin dölyatağından bir öğle sonu mor kelebeklerle doğan siyah apansız abanoz işlemeli geceydik. İkimiz. Beklerdik. Nasil olsa bir mayıs büyüsüyle…
rüzgarın yüzünü vadilerden tanıyorlar sevgilim arının adını bir menekşeden çılgın ırmağın yüzünü bir deniz çiziyor toprağı, yediveren bir gül a………………..
Yalnızım bir kompartımanda Bir hızar testerisinin yaz ışığı ufuk hattından Ağır ağır gözlerime geliyor köşede rüzgar Tozla yıkıyor söğüt dalını…
Telefon direğinde bir yeni yaprak Yaralı, gergin bir dişi tayın yelesi Kiraz çalgısının dalıydı sesin Bir bahar v………………..
Sen gittikten sonra iki çalgıcı turnalar semahını çaldı ve kimse dinlemedi onları benden başka. Sarımsak kokusunun yoksulluk ve rakıyla buluştuğu…
Baban bu toprağın en delikanli boğasıydı bir nevruz şenliğinde kestiler Ne tuhaf sen kirli yeşil eylül bulutları altın………………..
Sabah erken kalktım dereler buz Tanrı bilir ne zaman döner avcılar Kör Süleyman gece gündüz sayıklar Çadırı yıkılsın da bozulsun…
ISisli ilkyaz bahçelerinde Herkes kendine bir bahar dalı arıyor Önce seninkini öğrendim bu sabah Japon elmasıIITankların ölü ağaçlar………………..