Bunları da Okuyun
Browsing: Refik Durbaş şiirleri
Sana vedaya gelmedimBu yağmuru getirdim sana kederimi, bir de el………………..
Sesimi biriktirmiyorum artık ağlama Ne kadar gelişmiş olsa da acı üretimi ………………..
Küçücük odamda karanlığın dizine koyup başımı canını canıma kattığım günleri düşündüm bu akşam<br/………………..
Alnından öpmek isterdim seni kirpiklerinin ucundaki kederden dudaklarının ayışığından çılgın s………………..
Kuşların dilini öğrettin bana Çiçeklerin dilini Özlemlerin, eylüllerin, gurbetlerin Akarsuların ve zamanın Ateşi sönmeyen zamansızlığın bir de Rüzgârın koynunda gündüzün…
Yaz Kuşlarının sisine gömdüm acılarımı Sevdiğim kadınlarda kaldı yıllar ………………..
Yaşı, sonbaharın yaşında sevdalarla ………………..
Sabahın güneşi sabaha kalsın akşamın güneşi akşama…<p………………..
Sevdanın yaşını benden sorma çünkü yanlıştır doğum tarihiAma kanıtlamıştır kimliğini hüznünYalnızlığın yaşını acıdan sorma Çünkü zayıftır aile bilgisiAma sınıfı geçmiştir…
İki elim vardı: Birini sana bıraktım ötesini yılların yalan aynasın………………..
Kadın evli parmağında yüzüğü: zamansız aşklardan(Yalnızlığı avlusuna düşmüş utancı hüznün kapı aralığında mı öpüşürdü) Evi yok erkeğin, hiç olmamış Kollarında…
Sesimi sesinin üstüne koyma kara gecede, karanlıkta, acılı yüreğimde yeşerdiyse de alevi ölümün kan boğmadı daha korkuyu kırılmadı kin ve…
25 HAZİRAN 2004 CUMABu gece ayın ışığı yatağımız kır çiçeklerinin yorganımız olsunÖmrüm senin ecelin benim olsun27 HAZİRAN 2004 PAZARBu gece…
Bu kaçıncı gün kaçıncı gece kaçtığım senden kendimdenGün soldu y………………..
Ne zaman yüzün düşse yâdıma bir ………………..
Kim biriktirdi senden başka resmini acının………………..
Vazodaki boynu bükük papatya: Konuş benimle Cıgaramın dumanından dökülen kül: Konuş benimle Dilinin sıcaklığı hâlâ dilimde duran: Konuş benimle Kalbim…
Seni ilk gördüğüm gün gibi duruyor gökyüzü iki kaşının arasındaBelli değil mi? Sözün ucunu kaçırmış korkular………………..
Bir merdiven aralığına açmış tezgâhını. Üzerinde oturduğu koltuk kimbilir, şimdi emekli olmuş hangi müdürün? Dizinin ucunda bisiklet pompası. Karşısında bir…
Rüzgârın parmaklarımın ucuna düştüğü bir akşamüstü hüznün yağmur damlası kül kokusuyla yüreğime düştüğü alaca söğüt dallarının mavi su mağaralarına düştüğü…