Bunları da Okuyun
Sedat Umran şiirleri
İsterdim ki olayım odasının eşiği O ona değmesede her an yanında kalsın Gelip gitmelerinin zorunlu bileşiği Başkaları desinler ey aşık…
Deliler dünyalarında rahat Ölüm korkusundan azade; Hisler deste deste, hayâller kat kat Yaşıyorlar bizden daha ziyâde Bizden daha çok var…
Bütün umut raylarımı söktüler Bir takım adamlar gölge gibi sessiz Aysız ve yıldızsız bir gecede İçime katran ve zift döktüler.Geçti…
Ben bulup yitirdiğiniz: yuvarlak ve kaygan: Siz benim için bir denizsiniz çizgisiyim yokluğunuzun belli belirsiz bir iz ben o denizin…
Adam yalnızlığını çözdü sokaklara,umutsuzluğun güçlükle işlettiği yüreğinigizilce ayarladı ölüme,anlamsız düşlerin çözülen yüküsırtında çağrışımların bin yıllık dinamiti; intiharı yakasına takılı,kim selâmlar…
Kalktı yatağından silkinerek dev, yaktı duygularını alev alev, sıyırdı ruhunu küllerinden, soluk aldı üstüste derinden; korku dolu bir kap oldu…
İsterdim ki toprağımda bile Bir damla ışık bulunsun; Ey ölüm karanlığını bana lşıklı bir tas içinde sun! ..
Bütün üzüntülerden kurtulmuş mesafeler rahat ve sessiz yatıyor,erişememek kaygusundan uzak kollarını uzatıyor.Serptim duygularımı mesafelere, ben sonsuzda yaşıyorum; dağılmışım parça parça…
Makas düşünüyordu: ne çetindi görevi, kesmek, ufaltmak, kırpmak her şeyi; unutmuştu acımaktan gülümsemeyi taş kesilmiş yüreğin çelikleşen çığlığı.Ben de isterdim…
İçinde birleşmekten öte bir özlem var; tek başına yaşamayı arasıra hayâl eder fermuar.Bazan inadı tutar, sıyrılır kolaylığından; güç yaşamalar arar,…
Ölüm öldü Elleri ellerinde kaldı Bir ozanınKoca ölüm Nasıl sığdı içine Daracık bir ânın Ve gömüldü yüreğine yaşamanın! ..
Bir kez daha denedim yalnızlığımı, içimin kopmayan ipinde sallandım, ürküttüm bulut kuşlarını gökyüzünün, sonsuzun çizgisiyle sınırlandım; bir gün çaresizlik içinde…
Taş susar,çözülmez kasları; susmayı susarkonuşmayı da,Dışa vurur içinin katılığıyokluğa direnen acı bilincini:açmak büsbütün göğeatışı taşlaşan yüreğinigöktaşı gibi fırlatmak sonsuzluğa,bir pırıltıyla…
İdam tutuklusu, sorgusuz, yargısız geçirmişler sırtına daracık bir gömlek; ölmedi asansör her gün asılmaktan, dünyayı yer ve gök arasında sandı,…
Kara kuşları ölümün Konarlar can dallarımıza Yere sürünürcesine uçarlar Görüntüleri yansır duvarımızaSessiz ötüşleri tedirgin etmez Sadece gözlerimiz için yaşarlar İsteseniz…
Gittin, dağ gibi büyüdü yalnızlık Issızlığın iki ucunda şimdi sen varsın Tam ortasında: yokluğun yokluğun yokluğun O konuşsa konuşur, sussa…
-1-Alev aynalar yandı göğün her noktasında Görünmeyen bir elin tuttuğu oltasındaYakalandı binlerce şimşek ahtapotları Bir dev homurdanarak tutuşturdu otlarıGök yangını…
Açıklığı sever, yansıtır gizli dünyasını, yüzünün bin bir yanıyla çoğaltır dileklerini»Renk cümbüşünde köşelenerek inceltir duygularını, her yontuluşunda bir giz parlar,…
Yıkmak yıkılmaz sanılan o duvarları Bir anda en geniş etmek en darları İnmek inilmez sanılan mağara diplerine Bir meşale olmak…
Takılıp kalmış bir noktada Gölgesini içine düşürerek; Leke sabrın gücüyle büyür Tek başınaUzanır güneşe dek, Arınır kirinden; Yürüyen ak lekeleri…