Bunları da Okuyun
Seyrani şiirleri
Ademoğlu dünya nimetin yerken Bilinmez çiy sütten aş kapar kaçar Er ekmeğin taştan çıkarır derken Unun incesini taş kapar kaçarSikkesi…
Afitap cemalin görelden beri Arttı derûnumda hicran sevdiğim Layık mı gezeyim böyle serseri Yok mudur lütfunla ihsan sevdiğimBiçare gönlümün nevası…
Aheng-i aşkımdır inleyen defte Boğuluyor kalb-i yâre geçince Her katre bir inci olur sedefte Zehir olur tab’ı mara geçinceTedbir-i Lokmana…
Atamız Hazret-i Adem’den evvel Sırr-ı Kibriya’da pinhan idim ben Hiç ab-ı enguru nuş eylemeden Revan-ı çeşmimden seyran idim benİsmim bu…
Aşk-u sevda ile Mecnun gezerken Ben bir güzel sevdim Müslüman diye Muhabbetin deryasında yüzerken Şimdi bir su vermez al iç…
Aşk u sevda ile mecnun gezerken Ben bir güzel sevdim Müslüman deyu Muhabbetin deryasında yüzerken Şimdi bir su vermez al…
(Seyrani) Aşk sevdası başa bela Yürü etti yollar bizi Aşığım ben gonca güle Ne zem eder eller bizi(Derviş Osman) Kötüyünen…
Aşkın hallolunmaz bir çok müşkülü Vardır ermemesi evla ermeden El uzatıp bağda biten her gülü Dermemesi evla imiş dermedenKimi şahlık…
Ben gedanın büküp belin cevr ile Kametim endamım kaş eden etmiş Âşık-perest olan şuha devr ile Raz-ı derununu faş eden…
Ben bu aşkın çilesini Yanar çektim tüter çektim Yedim gonca sillesini Bülbül gibi öter çektimDizgin etsem gönül atın Geçer göğün…
Behey gafil öleceksin bilmen mi Azrail canını alsın almasın Son deminde n’olacağın bilmen mi Dünya dolu malın olsun olmasınDinle nasihatım…
Baksam yüzüne bende olan göz tükenir mi Ya sende olan böyle güler yüz tükenir mi Vasfınla senin dilde olan söz…
Bahr-i aşka Hazret-i Nuh’un gemisi dalmadı Hak bela tufanına ehl-i necatı salmadı Aşkımız sazı bozulmuş bir makamı çalmadı Yar başımdan…
Ayıptır ehl-i zevke bir hayat için savaş etmek Seri vermek kolay billahi güçtür sırrı faş etmekDilersen bilmemek bilmek içinde bilmemek…
Asıl sermayemiz bir avuç toprak Aşinasın sen bu sırra sevdiğim Pervane şem’inin nuruna müştak Bile bile Yanar nâre sevdiğimLisan-ı hal…
Âşıkların kalbi kenz-i Rahmandır Kalb-i âşık evvel sani değildir Bu sim anlayan ehl-i irfandır Bilmeyen ma’rifetkânı değildirŞeddadin cenneti şehr-i Aden’de…
Arayıp bulmalı bir ince belli Sözüm nasihattır tutana belli Bir insan dünyada olsa ik’evli Dağıtır uykuyu cefasına bakEğer birin sevse…
Aşkım bülbülüne şevkim bağında Gül açar dikenli çalım kalmadı Gül gibi bitmişken aşkın dağında Bülbül konmak için dalım kalmadıÇerağım sönmeden…
Zatına maletmiş bizi Yaradan Arayerde ne ben ve ne de sen var Yetmiş bin hicabı çekip aradan Cam-ı aşk dolusu…
Zalimin zulmünden yıkıldı cihan Hak Habib-i Mustafa’ya de gelsin Dört tarafım oldu adüvv ü düşman Şah Aliyye’l-Murtaza’ya de gelsinNiçin düşünmedin…