Bunları da Okuyun
Browsing: Yılmaz Odabaşı şiirleri
götürür uykulu atları onları çarmıhlar çıkmazına” -Lorca-(artıktık artık) :uğultuların artığıyız be çocuk spermlerin, rahim kanlarının, eski dolunayların kesilip yakılmış yapanıl…
bu aşkın nüshası şarkılarda aslı bende kalacak bizi hasret saracak bulutlar çıldıracakayrılık başımı döndürüyor kavuşmayı özlettin intiharlar kuşandım bu aşkı…
buralarda gece uzun gün ışığı yakındır var git artık bakma ardına ölüme fazla sokulma ama düşün ki mevsim rüzgarlarının savurduğu…
kendi katline ilişmiş şu benim sürgün ömrüm sonrası intihar kokan bir sevda uçurumlardauçurumlar kendi diliyle anlatılır…düşecektim ya, sanki sen atıldın…
“eksikliğim çoktur ben de bilirim “eksiklikle kabul eyle gel beni” -Pir Sultan-ılıklığımı seriyorum gökyüzü çıplaklığına bölüş gel dola gel saçlarını…
karaca dağ yamaçlarında kardelen çiçekleri her bahar umuda rengini verir ve her bahar Dicle’de ak köpüklere üşüşür papatyalarSiverek düzü hayata…
güldükçe gün devrilir gözlerinin akşamına gecedir, bir rüzgâr getirir ellerini öperim… kimseler görmezdallar ıslaktır ay ışığındaadın sonbahar yüzlü bir çocuk…
şimdi öfkemde dolandı gün allı-mor neydi az önce o zifiri karanlık ağarmadan ortalık selam civan dost bozkır mı uyanan güne…
dicle kadar kurudum ne sustum ne konuştum çöplükte bir gül gibiböyledir savruluşlarben yaktım yangınımı ben inledim, ben izledim ölüm, seni…
bir ömür düştü payıma tufan! çıldırmak için…düşler besledim güpegündüz dövüşmek için uçurumlar besledim düşmek için! (artık bulduğun her sevgi kırıntısına…
garına ve akşamına varmamış bir trenle yolcusun özlemin, kimliğin ve arka cebinde terlemiş biletinlesen iki ömrü törpülerken sevgilim ve sürdürürken…
gittiğin yer bir yağmur damlası kadar yakın gittiğin yer bir uçurum kadar uzakherkes yeniden yazgısına kanacak gittiğin yer kalbimde hep…
arınıyor, deviniyor gökyüzü toz ve ter karışıyor hayatıma uzak git bölünüp dağılan eksilip savrulan ne varsa! … merhaba doğrulup dirilten…
asolan hayattır bir akvaryumda yazmak, akvaryumda yaşamaktan kolaydır; bu yüzden her dize biraz eksik her şiir biraz yalandır..
bir düğün gecesi mardin’de çektirdiğimiz resim benden söz eder yüzüm, bu öksüz ülkenin bütün sabrını kuşanmış örtülmüş perdeleri gülümsemenin demek…
kuşatılmışlığa kar yağıyordu toprağın mayınlı şakağı ürkek ve sabahın yeni renginde bir asker cizre yolunda güneşe bakıyorduherkes bir dünya konuşurken…
Abdülselam Daha aşksız ve kitapsız lisede ipince esmer yürekli bir oğlanBu yağmur nerden gelir: Sular bulanır Bu çığlık nasıl büyür:…
Bu sensin Ve sesin Bu terin ve tenin haklı ıslaklığı Kal öyle Isıt gözlerimi gülüşlerinle Birazdan kapılar kırılacak belki de…
-35 yaşıma-Önce sesini, sonra yankısını çaldırdın şu beton ormanında; bu kent de tükürdü aşklarına… Kal orada, artık hiçbir şeyden kurtulamazsın!…
Gözlerimin önünde ıslak dağların kabaran yalnızlığı. Ne varsa uçurumlar eşiğinde, hüzünlerle yalpalayan ne varsa gözlerimin önünde, ve hayat gül kokulu…