Bunları da Okuyun
Browsing: Yılmaz Odabaşı şiirleri
I Uzun boylu ağrılara atıldım. Sokaklarda hırçın rüzgârlara katıldım. İyi yürekli çocuklar sessizce büyümekte: “Dünyanın şavkı kendine, efkârı bize mi?…
“Şarkılarımda ağlamak var bir şarkıya.” -Ülkü Tamer- I Artık hayatlarımız düşlerinden sökülüp monte ediliyorlar. Üstümüzde ne kuşlar ne dolunay… Böyle…
İYİ Kİ BU DÜŞTESİN nehirler yarışır, çağıldar gözlerinde o nehirler benim nehirlerimdir aşk ki azar azar benim yerimdir üşüyorsam, sokaktaysam,…
“Ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak.” -C. Pavese-I Kanatlanır, kanatılır bütün boşluklar. Aynalar her gün bir başka yalan söyler ve…
İçindeki çocuğu alıp kaç İdris, bırak paslı hançerlerle parçalamayı uykularını. İhanet torpil yapmaz, hasret ardına bakmaz; kır kanlı bıçakları, içindeki…
Ben mızrabı kırık bağlama, ben bir erken akşam, bir telaşlı kasaba; savurdum yüreğimi erken göçen kuşlara…Ben geride kimsesi kendi kalmış.…
Kalabalık, kabarık şehir; çok şehir, çok beton, yok: İnsan…Çok: Şehir; hiç: İnsan! Sevgileri güneşte çekmiş, ruhları eprimiş ve ihanetlerini cüzdanlarıyla…
Döndüm lê gûle batman’a vardım. Batman’dan diyarbekir’e bir bilet aldım. Kara tren bozuldu silvan düzünde. O yalan yollarda hasretle kaldım…Batman…
Yalnızlığımda seni büyüttükçe kalabalıklaşacağım; Sen kendi kalabalığında hep yalnız olacaksın…I Kapattım ucu kıvrılı yerinden bir defteri Bir defter adınla hükümlü…
“Bir şiirde, bir satır saklayabilir başka bir satırı Nasıl ki bir kavşakta bir tren belki örter bir treni … Aşkta,…
“Eski güzel şeylerden değil, yeni kötü şeylerden başlamak gerekir.” -Water Benjamin-Göç geçer…Geçer ayrılıklar baladı. Siyah bir orman olur gençliğimiz. Bize…
Ömrümde nice sızı var kışların önü, sonu var. Kalbim bu kuşatmalarda dar; dağlarda ölmek isterim.Ben ateşten, hınçtan doğdum. Üç beş…
-İsa’dan sonra XX. yy.- I Yaşarken de söyledim kimse bilmeyebilir bunu, Fatiha suresi kadar eski, günlerin çarmıhında isa kadar yaslıyım…
Resmin rehindir gurbetimde. Gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin.Alnı özlemle dağınık bir akşam…
IYağmur dalgın bir efkâr giyinir Ekim’de. Kumrular sokağı‘*nda çekilmiş bir diş gibi kalırım; çekilmiş bir diş gibi Diyarbakır’dan…Ağrırım, bağırırım aldırmaz!…
Suları boğdu dalgalar. Ses hoyrat, sevinç yılgın, şakaklarım sonbahar…İklimi kurak aşkların… Yapışmış tenime ter, elime kir, sessizliğin ortasında bir deli…
Diyelim ki sessiz gecede poyraz…Sis çökmüş o heybetli dağlara; yurdun da kar altında, gözlerin gök- yüzünde bir dolunay.Diyelim ki sınamışsın…
Bugün iki kez yağdı yağmur; iki kez eskidim sanki.İki ömrü kol kola yaşadım ben; biri nergis bahçesi, diğeri mahşer yeri.Hep…
“Beni yalnızlığımla vurdular o gece vakti Kalbimi suyla yudular o gece vakti Öldüğümü bile söylemediler…” -A. Erhan-Ben şu kısa boylu…
“Uygarlık ve barbarlık kardeştir.” -Havel-Dünya sığmıyor insana Havel, yüzlerdeki, yüreklerdeki maske, parada kir, suda klor, havada nem, yüksek borsa, alçak…