Bunları da Okuyun
Yusuf Hayaloğlu şiirleri
Bu sarkı senin al dinle Usulca dokun sesime O minicik ellerinle Babanı unutma yavrumYağmurlar rüzgarla barışır Yağmurlar çimenle öpüşür Belkide…
Dün gece düşümde can dostu gördüm Ulu bir çınardan dal verdi bana Uzandım yüzüne yüzümü sürdüm Ben zehir istedim bal…
Bazen acı dinmez, bazen de yağmur Sevgilim gülümse, her şey unutulur Suskunuz bu akşam üstü Hasrete yanmışız, neylersinBir gün, bu…
sen mapusta solan gülsün her yanın duvar SEN AĞLAMA KAN OLUR BANA O YAŞLAR sen hayatın küskünüsün acının suskunusen yayalada…
Aşiret çocuğuyam adım Küheylan Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam vurmuşam Onursuz yaşanmaz demişem Rezil rüsva…
Demek şimdi gidiyorsun; Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak! Demek şimdi gidiyorsun; Kuşlarımız acıkacak, saksılarımız artık sulanmayacak! Demek öykümüzü bir…
Ay doğarken bir söğüdün ardından Göl yüzünde sisli bir esinti ile Akşamın göğsüne hüzün serperek Ve Yağmurdan geceye çiçekli perdeler…
Biz üç kişiydik; Bedirhan, Nazlıcan ve ben Üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek… Adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara,…
İşte gidiyorum… Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü! İşte gidiyorum, Toprak alsın benim de bu hazin öykümü…İşte gidiyorum… gurbet yorgunu…
Baba bugün üşüyorum Karda kaldım üşüyorum Anama deyin sıcak bir çorba koysun Üstümü ört baba üşüyorumBehey babam dalmış babam Sigarayı…
Şu dağlarda kar olsaydım Bir asi rüzgar olsaydım Arar bulur muydun beni Sahipsiz mezar olsaydımŞu yangında har olsaydım Ağlatıp bizar…
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi, Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi! Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular, Öpmeye kıyamadığın oğlun yere…
Sakin göllerin kuğusuyduk, Salınarak suyun yanağında. Ve okşayarak nilüfer saçlarını gecenin. Sonumuzun adım-adım Yaklaştığını görürdük…Yarılan ekmeğin buğusuyduk; Paylaşılan zeytin tanesinin,…
Uçtum ateş üstüne Dağlansın diye sızım Sorma halim ne olur Yoruldum anlamsızımYağmur doldu içime Acım sigarasızım Uyuyor musun anne Ben…
Pencereden baktığımda görüyorum Senin yüzün incir yaprağında Senin ürkekliğin duvar üstünde yürüyen Bir kedinin kıvraklığındaAynada dururken görüyorum Kırmızı öpüşün sol…
Artık seninle duramam Bu akşam çıkar giderim Hesabım kalsın mahşere Elimi yıkar giderimSen zahmet etme yerinden Gürültü yapmam derinden Parmaklarım…
Yağmurlu ve upuzun bir yolu düşe kalka yürümeye çalıştım. Ve inanılamayacak kadar duygusal bir geçmişimiz oldu seninle. Üstelik biz bunu…
Vakit tamam! .. seni terk ediyorum. O bütün alışkanlıklardan Ve bütün sıradanlıklardan öteye, Yorumsuz bir hayatı seçiyorum. Doyamadım inan, Kanamadım…
Geçiyor önümden sirenler içinde Ah eller üstünde çiçekler içinde Dudağında yarım bir sevda hüznü Aslan gibi göğsü türküler içindeRastlardım avluda…
Anne ben senin oğlunum Kanayan bir yurdum var Anne ben senin oğlunum Sönmeyen bir umudum varEllerimi tutma ne olur Beni…