Bunları da Okuyun
Browsing: Ziya Paşa şiirleri
Ey kudretine olmayan âğâz u tenâhî Mümkin değil evsâfını idrâk kemâhîHer nesne kılar varlığına hüsn-i şehâdet Her zerre eder vahdetine…
Yetmez mi bu kasrî reviş-i ağreb-i âlem Bir menzile ermez mi aceb kevkeb-i âlemŞimdi uyuyanlar o zamanda uyanırlar Bir subha…
Sâkî getir ol badeyi kim mâye-i candır Ârâm-dih-i akl-ı melâmet-zedegândırOl mey ki olur saykal-ı dil ehl-i kemâle Nâ-puhtelerin aklına bâdî-i…
Renc-i hâtır vermesin feryâd ü efganlar sana Gül’izârım sen hemen sağ ol fedâ cânlar sanaÇok mudur ser-der-heva-yı zülfün olmak rûzigâr…
Her millet için bir düziye adlini âm et Fikr-i gazab-ı hazret-i Ma`bûd-ı enam etBevvâl-i çeh-i Zemzem-i la`netle anar halk Sen…
Zâhirde görüp bizleri sanma ukalâyız Biz bir sürü âkil sıfatında budalâyızÂkil denilir mi bize kim hâli bilirken Dil-dâde-i âlâyiş-i nîreng-i…
Bir abd-i Habeş dehre olur baht ile sultân Dahhâk`in eden mülkünü bir Gâve perişanİkbâline idbârına bel bağlama dehrin Bir dâirede…
Pek rengine aldanma felek eski felektir Zîrâ feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir Yâ bister-i kemhada ya viranede can ver Çün bay…
Dehrin ne safa var acaba sîm ü zerinde İnsan bırakır hepsini hîn-i seferinde Bir reng-i vefa var mı nazar kıl…
Bu kârgâh-ı sun’ aceb dershânedir, Her nakş bir kitâb-ı ledünden nişânedir. Gerdûn bir âsiyâb-ı felâket-medârdır, Gûyâ içinde âdem-i âvâre dânedir.…
Gadr ede reayasına vâlî-i eyâlet Dünyâda vü ukbâda ne zillet ne rezaletLâyık mıdır inşân olana vakt-ı kazada Hak zahir iken…
Âsâf’ın mikdârını bilmez Süleyman olmayan Bilmez insan kadrini âlemde insan olmayanZülfüne dil vermeyen bilmez gönül ahvâlini Anlamaz hal-i perişanı perişan…
Bir katre içen çeşıne-i pür-hûn-ı fenadan Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan Âsûde olanı dersen eğer gelme cihâna Meydâna düşen…
Akşam olur, güneş gider şimdi buradan; Garip garip kaval çalar çoban dereden. Pek körpesin, esirgesin seni yaradan, Gir sürüye kurt…
Her şahsı harîm-i Hakk’a mahrem mi sanırsın? Her tâc giyen çulsuzu Edhem mi sanırsın? Dehri arasan binde bir âdem bulamazsın,…
Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördümBulundum ben dahi dar-üş-şifa-yı Bab-ı Âli’de Felatun’u beğenmez anda…
İkbâl için ahbabı siâyet yeni çıktı Bilmez idik evvel bu dirayet yeni çıktı Sirkat çoğalıp lafz-ı sadâkat modalandı Nâmûs tamâm…
Yâran dağıldı sohbet-i meyhane kalmadı Ol işret, ol muhabbet, o peymane kalmadı Gûşetmem eski nâraları kûy-ü yârdan Gûya ki deşt-i…
Pek rengine aldanma felek eski felektir Zira feleğin meşreb-i nasazı dönektirYa bister-i kemhada ya viranede can ver Çün bay u…
İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı(Yükselmek, iyi bir mevkiye gelmek için dostlarını çekiştirmek…