Bu tedirgin temaşa gölgeler içinde
Yürürken bir akşam vakti
Suskun, asude bir kız
Bana gül yüzüyle eşlik etti.
Yalnızca yanımda yürüyor;
Tüm endamıyla süzülüyordu, gelinler gibi.
Parlıyordu ay durgunca
Islak çayırlar üzerinde,
Bitap düşmüş berrak ırmak üzerinde;
Yüksek yüce dağlar üzerinde,
Rüzgarların rakstan yorgun düştüğü
Okyanus ile yıldızların buluştuğu sular üzerinde
Parlıyordu ay durgunca.
Kır evinin kapısından geçip;
Kara ağacın uzun dalları altından
Çakılların serildiği yollara,
Yosunlu sorkunlar altından
Yorgun çınara,
Dolaştık sessiz sakince; hiç konuşmadan.
Sayısız yıldızın olduğu bu manzarada
Tüm ihtişamıydı görülen, cennetin.
Yıldız berraklığının ışığı gibi,
Kaynağıydı gecenin ışıltısının
Evet kızıydı sanki Ay’ın
Aydınlığı bu parlak umutların.
Duyuluyordu kara ağaç yapraklarının fısıltısı
Bu ezgiler ki haz ve huzurun tınısı,
Mis kokulu çiçekler ve ağaçlar arasında
Uyuya kalmışken rüzgarların hırsı,
Sanki dinmemişti güzel denizlerden gelen
Irak yerlerin müzik mırıltısı.
Kusursuz bu mucizevi güzellik
Süsüydü tüm bu manzaranın
Ben ise ırmak kıyısında sorkunlar altında
Döküyordum içine masalların;
Yüreğimin ikrar edemeyeceği aşkımı
Bu aşk ki süsü olan bir kaç rüyanın.
Puslu alaca karanlık aydınlığında
Süzülüyordu yanımda sakinliğiyle;
O sessiz ahsen,
Tüm güzelliği ve elimliğiyle.
Geliverdik ırak yerlere
O, suskun ve alaycı kız ile.
Beyhude yürüdüm yanında.
Geçti önünden gözlerimin;
Bir anda beni benden alan
Acı anıları mazinin…
Dokundu bana Ağustos yağmuru gibi
Gazellere çarpan ani ve serin.
Kır evinin alçak kapısı yanında,
Dökülüverdi ağzımdan sade tek bir kelime;
Daha önce dudaklarım arasında hiç buluşmamış.
Ayrıldık kara ağacın gölgesinde,
Yürüdüm uzaklara avare avare
Gönlü buruk, sonsuzluğa, biçare.
Sessiz, sedasızca aldım yol;
Evime, vakit gece, ben yalnız
Aniden saplandı içime bir elem;
Gençliğimde hiç tanışmadığımız.
Tuhaf bir hüsran ki bu misafir
Gecenin ilk rüyasıyla uçup giden, habersiz.
Artık divane ahenksiz melodiler
Kara ağaçların mırıltısı,
Ve gölgeler gibi belirgin
Dokunuyor bana sorkunların iniltisi,
Uğraşıyor benimle gecenin melteminde
Çınarın neşesi.
Her sabah ve her gecenin gölgesinde;
Belirir gölgesi kederimin,
Çekişirken hüzünlü hazan ay ışığı
Uğultusuyla kıpraşan yaprakların.
Ha gayret yürek unut o sanemi
Ah gönül düş artık peşinden bu düşlerin.
İngilizce dilinden çeviren: Abdullah TANYILDIZ