Çok geçmedi daha, bu dizelerin yazarı,
Entelektüelliğin delice kibiri içinde,
‘Sözcüklerin gücü’nü savunur, insan beyninde
İnsan dilinin söylediklerinin ötesinde
Bir düşüncenin ortaya çıktığına hiç inanmazdı:
Fakat şimdi, o kurumlanmayı alaya alırcasına
İtalyan tonunda, yalnızca ayın aydınlattığı
”Hermon Tepesi üstünde inci kolyeler gibi asılı duran çiy”
İçinde düş kuran melekler tarafından mırıldanılsınlar diye
Yaratılmış yabancı yumuşak iki heceli iki sözcük
Düşüncenin ruhları olan düşünülmemişe benzeyen düşünceleri,
Arp çalan melek İsrafil’in bile
(o ki sahipti ”Tanrının yarattıkları içinde en tatlı ses”e)
Onun bile dile getirebilmeyi umduğundan
Daha zengin, çok daha vahşi, çok daha ilahi hayallari
O yazarın kalbinin uçurumlarından dışarı
Harekete geçirdiler. Ve ben! bozuldu benim imlam.
Güçsüzce ürperen ellerimden düşer kalem.
Senin tarafından emredilse de ismini yazmam,
Yazamam – konuşamam ya da düşünemem –
Yazık ki hissedemem; çünkü hissetmek değildir bu,
Bu düşlerin ardına dek açık kapısının altın
Eşiği üstünde, aşağılardaki muhteşem manzaraya,
Büyülenmiş, gözlerini dikerek, hareketsiz ayakta durmak,
Ve titremek gördükçe, sağ tarafta,
Sol tarafta, ve bütün yol boyunca,
Morlaşan buğular ortasında, hülyalı uzaklarda
İhtimalin tükendiği yere kadar, yalnızca seni!
Dr Osman Tuğlu tarafından çevrilmiştir