Umudun en çalışkanı, hayatı incitmeyen adam
bir İstanbul çelebisi, sanki beyaz bir kuş
karanlığı topa tutan adam, mavi bir kâlp
yumuşacık bir deniz, bir geminin güvertesi
onurlu bir ömür, dürüst bir hayat
evinden ekmeğini eksik etmeyen sevgi kokusu
radyo tiyatrosu dinlerken hüzünlenen adam
Atatürk’ün sesini duyduğunda ağlayan adam
ne savaşlar görmüş de yenilmemiş
çekingen bir solgunluk, efendi bir güneş
mis gibi bir Türkçe, yürüyüşü ışıktan
yarasını gizleyen, alınyazısı güzel adam
erken büyümüş, vefa dolu, cesur adam
annemin en yakın evladiyelik arkadaşı
asidir, yorgundur, asabidir, burnunun dikidir
son şehir, son istasyon, son bahar, son çocuk
düzgün ceket, ütülü kravat, kırışıksız pantolon
avare olmamıştır hiç, dalavere nedir bilmez
iki yakası bir araya gelmeyen memur adam
aydınlığın özkardeşi, barış şarkısı bir adam
Babam; terleyen alnını sildiğim dua gibi bir adam!