Susamış güneş, yamaçlarda gezinir, erken
Bir şehrin gövdesi, kırılmış saksılar ve ben
Ürpertiyle insan öpüp, sarstığımdan yüreğimi
Ve ben öldüm öyle küçük şeyler yüzünden
Aldanmayı, her yeni buluşmayı
Hüzün sayıyorum çiçek öpmeyi, kuş koklamayı
Yaşamak anlıyorum duygularımın terlemesini
Denizi ve göğü aşkla içime katmayı
Sesim çıkmaz okşadığım kedileri alıp götürseler
Anıları çoğaltmaktan başka ne işe yarar bu
Azıyor ülserim, öyle yorgunum, öyle yitik
Bir mavi kalır aşklardan, onu alır giderim
Gece olunca akmak, sabah olunca susmak öğleye
Acemi olmak, öyle sanılmak, şehvetle sevişmek
Kendimizi eskitmek, bir bir hatırlamak kendimizi
Yanlışlarımızın acı tadı kıvranır içimizde
Ben öldüm, direnmekten, sesimi tutmaktan
Mutsuzluğumu seviyorum, konuşkan alkolü de, bırakılmış
Ne varsa, dul ağaçlar, dul kadınlar, acıyan herşey
Yalnızlığım, yalnızlığım benim, yok mu arttıran
Her giden günün kokusu yıpratır beni
Ürkek düş, alıngan aşk, savrulmuş şarkılar
Kendi boynumuzla kalırız orda, tenhalarda
Ve ben çok öldüm, çoktan karıştım sulara.