Ey benim gül demetim, ey bir çile ipeğim!
Seni çok seviyorum, daha çok seveceğim.
Sen benim kuraklıktan solan gönül bahçemde,
Sen benim şu yıldızsız kalan hulya gecemde
Bir son bahar değilsin, sonuncu bir baharsın;
Ufkumda fecri açan gül kanatlı rüzgarsın.
Şi’rimdeki heyecan bugün sendedir ancak,
Bu şi’rim bende artık son heyecan olacak,
Şu gönlüm bilsen, nasıl çırpınarak yoruldu.
Bir güzelden kurtuldu, bir güzele vuruldu.
Her birinde bir parça daha yorgun düşerek,
Kimine lanet edip kimiyle öpüşerek,
Nihayet, işte bugün hepsinden ayrılmışım;
O kadar bıkkınım ki, mazime darılmışım…
Sen ki bir çocuk kadar şakraksın, neşelisin;
Sen ki aşka gençlikle koşan güzel delisin;
Bana mahkum olduğun lahzalar var sanırım;
Busemle ürperdiğin o anları tanırım.
Ey cici kırlangıcım, benim ipek böceğim!
Yaklaş sana pek gizli bir şey söyleyeceğim:
Seni gittikçe fazla seviyorum yaramaz!
Bugün dünden daha çok ve yarından daha az..
Kıymetli tutuyorsun, değil mi, bu sevgimi?
Yalvarırım, beni hep titreyerek sev, e mi!
Bakışımdan korkarak, göğsüme sokularak,
Aşkın bütün şiirini her an bende bularak..
Yalvarırım, böyle sev! Bana karşı aciz ol!
Sevişmekte zalimlik, inan ki en fena yol..!
Artık mücadelesiz, gözyaşından müstağni
Bir sevgiye muhtacım, sen de böyle sev beni.
O ipekten göğsünde bırak başım dinlensin!
Bir çile ipeğim sen, gül demetim de sensin!
Sakın sanma bıkarım tatlı buselerinden…
Sevilmek ihtiyacı bende öyle derinden
Gelen bir iptila ki severim sevildikçe.
Esirinim, seninim olduğunu bildikçe.
Şairliğim seninle en bahtiyar, en mağrur
Anındayken düşün ki gençliğimin sonudur.
Bırak gönlüm kendini bu aşka hakim sansın!
Genç kadın, mahkum ol ki ona hakim olansın…