Talan edilmiş bir ömrün
Haritasıyım ben
İyi okumalısın beni
Ne sevecen gülücüklerin
Gölgelediği yüzüm
Ne kırağı vurgunu başakların
Boyun eğişi
İşaret etmez beni
Ben hep al taylara vurgunum
Kahroluşum bundandır
Çünkü her nisan ayı geldiğinde
Yani erikler yeşerip
Şeftaliler tüylendiğinde
Bağ bozumu yaşıyorum
Usul usul düşüyor yanıma
Kollarım
Usul usul ayrılıp kopuyor gövdem
Ruhumdan
Şaha kalkışı düşüyor aklıma
Al taylı ayrılıkların
Vurup gidişi İstanbul’u yerden yere
Gidişi yani sıyırması eti kemiğinden
İyi okumalısın beni
Talan edilmiş bir ömrün haritasıyım ben
Ne Züleyha Züleyha sızlar kemiklerim
Ne ölüp giderim hasretinden
Hiç bir bıçak işlemez gövdeme
Burada böyle
Büküp kırılası boynumu
Yollarını beklerim Yakup’ca
Sen ise aldırmıyorsun
Kelimelerimin cam kırıklarında
Çırpınışına
Kahroluşum bundandır gülüm
Bir de
Yitip gidiyorsun uçurumlarında
Sanal akşamların
Ve darmadağın oluyor tozların uçuşuyor
Sık ağaçlı yerlerin göğünde
Uçuşuyorsun
Dağ doruklarının fırtınalarında
Seni nasıl toplayayım gülüm
Avuçlarımdan kan fışkırtıyor
Hırçın ve zalim
Dikenlerin
Ben seni nasıl toplayayım gülüm
Senden nasıl kopayım gülüm