yoluma düştün
kan kırmızısı karanfil
işte bu yüzden pul pul kelimeler serptin, yeşerttin göğsümü
işte bu yüzden ucu salkım saçak bir ihtilalciye gider garın
işte bu yüzden bir bedel ödenir
ışık şelalesi eledişlerine
ve garda martılar uçuşurken
vurgun yenir
ve parmakların
parmaklarından yağmur çiseliyordu bayramlıklarımıza
garda titrek bir ses titrek bir ışıkla
son kez vurdu gülün üstüne
o gün garda bir çift güvercin
seninle birlikte uçtu gökyüzüne ve
bekledim hep dönüşünüzü / yani
etin kanayışında kıvranan bir makamdır ayrılık
ve andolsun
geceler şahidimdir alnımı yasladığım toprak
medine tadında bir yağmur ikindisi
leyla, meryem, züleyha ve hüzün
ucu salkım saçak bir ihtilalciye gider gar’ın
gözlerine bakabilmiş miydim
yürümüş müydük
alnın terlemiş, gözlerin nemlenmiş miydi / yani
bir küçük tomurcuk patlamış mıydı
bir yerlerde
bir sızı düşmüş müydü göğsüne
meryem’in
bir kıvılcım yükselmiş miydi gökyüzüne
bir hüzün kırılmış mıydı
kanadından
bir feryat girmiş miydi nabızlarına
karanfilin
medine tadında bir yağmur ikindisi
eledişlerin ışık şelalesi
and olsun bir bedel ödenir diyorsam
öyledir
ödenir
yoluma düştün
kan kırmızısı karanfil
işte bu yüzden yolumu kaybettim
işte bu yüzden kanatlarım kırıldı
devranım döndü sesim titrer oldu
ayaklarım kaydı başıma yıkıldı istasyonlar
işte bu yüzden
adın bir çiçeğe dokunuyor
işte bu yüzden
adını bir kor parçası gibi aklımda tutuyorum
adın yağmurları alevlendiriyor
adın ateşten urbalar giydiriyor üryan bedenime
bir ateş denizine atıyor adın beni
gül ve ateş kaynıyor kelimelerim
sen bir ateş gülüsün göklere savrulan
platin ışıklar yükselirken semaya
aşkın yüreğinden doğan derin bir sevda ile
aynamın sırrı
celladım, kurbanım
yüzümde, vücudumda paramparça olan’ım
ruhum
gül ve ateş denizinde vücut buldum
bir balmumu, bir safran, bir kurşun gibi
eriyip aktın ve dolaştın damarlarımda