puslu aynalar gibi vurmuşsun çehrelere
başında göğeriyor acının şahı
çiçek
ziynetlerin göklerde yıldızlara karışmış
bir pirde saklı kalmış
mahsun gülüşün
çiçek
baharlar yeşeriyor gülüşünün şavkıyla
öldürüp diriltiyor eski acıyı
çiçek
öldürmüyor denizler,birikiyor hicranla
usul usul yeniden diriltiyor sevdayı
akıyor derin,içli gözyaşı tenhalarda
bu cihanın oluru olmazları var
çiçek
bir mezar taşı gibi ipremiş solmuş soğuk
bir dergi kalmış eski, uzaklardan ilk soluk
binmiş gitmiş atlara silik izleri belli
kahırlar gölgesinde yaşanamıyor
çiçek
hüzünler ince ince sızlayıp acıtıyor
yürekte kavruluyor ceylanların bakışı
nağmelere tutunmuş türkülerin çığlığı
kana karıştı tozlar çözülemiyor
çiçek
nisan ayı göklerin mavisinden kopuşu
aralık aylarında denizler farkedilir
sis kaplayan yolları bakışın aydınlatır
vurdun damarlarıma yaktın yüreği
çiçek
tutundu nağmelere ince ince ağrılar
kavruldu tüylerinde ceylanların bakışı
dikenlerde kanadı yüreğe akan sözler
kilitlendi tutuşlar açılamıyor
çiçek