Özlemini duyduğum şey, bütün bir yaz,
Boğazlar içinde ille mavi boğaz.
En güzele, en yüceye, en maviye doğru,
Üzengisinde, bir hırçın atın, doru
Çıkmak dilerdim, bir sabah doruklardan;
Boşanırcasına mermer oluklardan,
Ufku yangın yerine çeviren ayna! .
Aşktan, saadetten, yaşamaktan yana
Bütün nem varsa, sana borçluyum bu gün,
Boşuna mı kayalardan döküldüğün! ..
Nerde kaldı, dön bak, şavkınla süslü göl!
Köpüklerinde güvercin göğüslü göl.
Sensin ümit, kursağında bir ağacın,
Dört gözle yollarını bekliyen, yalçın
Taş ormanlarda büyüyen kasırga! .
Sonra mavi geçitten aydınlığa
Kurşun hızıyla düşen ilk ıslak tohum,
Sonsuz musikiyle sarhoş olduğum
Su, yunduğum su, içtiğim su heey! .
Bakışı heey, düşlerimin doğuşu heey! ..
Öyle aşk bu, öyle renk, öyle turuncu,
Ak-ovada güzellerin en korkuncu..
Dudaklarda kütür kütür kırılan buz,
Ilık şubat boyunca, titreyen temmuz.
Ne var ki, bir sıra mavi sonra beyaz
Köpük köpük bir masalda Mavi Boğaz…