Gönülce düş bir yola.
Bir gönülce kapı aç!
Sen sen ol verme mola,
Senden kurtul sana kaç!
Bengi-baharla tanı.
Yapraktan ince canı!
Evvel zamanlar hani?
Başında bir nice taç?
Bunca bencillik n’ola?
N’olur duyma ihtiyaç.
Zaman kısa yol uzun
Senden kurtul sana kaç!
Durası zaman mıdır?
Tütesi duman mıdır?
Bul ki aradığını,
Bitsin orman yangını.
Bu tutuşan can mıdır?
Gün çekildi sulardan,
Sofra hazır, kalma aç!
Uzak dur uğrulardan,
Senden kurtul sana kaç!
Bu yalancı dünyada
Kimse kalası değil.
Alacası üzümün,
Nuru iki gözümün,
Benliğe verme meyil,
Özlemi getir yada,
Sevgi en kutsal amaç,
Hak rızasınca eğil,
Senden kurtul sana kaç!
Gönül isteşir sanma
İki kaşık bulamaç.
Can gıdası kandedir
Benim gönlüm andadır.
Kalma bir yolda, kıraç;
Sorma bu kar, tipi ne?
Sarıl Hakk’ın ipine
Senden kurtul sana kaç
Herkes gidici elbet
Değil bunda kalıcı
Yol sende, bende nöbet;
Hacı Bektaş yolunda,
Salkım salkım bir ağaç.
Nice buldun alıcı?
İşte Hakk’ın huzuru
Erinme, çevrene saç!
Gönlünü eyle, duru
Senden kurtul sana kaç!