Demdür uyana yuhudan ağyâr
Şerh-i gam ü derdüm ola düşvâr
Men ahter-i burc-i iştiyâkem
Men şem‘-i serâçe-i firâkem
Gündüz habsüm gece necâtum
Gündüz mevtüm gece hayâtum
Bu Leylînün sabâya peyâm-ı ahvâlidür ve Bu ümmîd ile def-i melâlidür
Olmış dünüme günüm mutâbık
Gün görmez imiş belâlu âşık
Eylerdi sabâya derdin izhâr
K’ey bâd-ı sabâ dur imdi zinhâr
El gâfil iken bu mâcerâdan
Sultâna senâ yetür gedâdan
Gör mûnis ü gam-güsârı kimdür
Bizden ki usandı yârı kimdür
Gönli kimün iledür tesellî
Yâdına gelür mi hîç Leylî
Arz eyle ki ey güzel şehenşâh
Hakdur sana bendeden bu ikrâh
Evvel ki men-i figârı gördün
Bir tâze vü ter bahârı gördün
Hâlâ ki esîr-i dâm-ı derdem
Mânend-i hazân zâif ü zerdem
Meyl eylemesen men-i nizâra
Döndiyse irâdetün ne çâre
Men berg-i hazânem olmışam hâr
Sen tâze bahâresen taleb-kâr
Her niçe ki hâr ü hâk-sârem
Hem şefkatüne ümîd-vârem
Terk etme avâtıf-ı amîmi
Yâd eyle meveddet-i kadîmi
Şeb-tâ-seher ol büt-i semen-ber
Bîdâr kalup misâl-i ahter
Eylerdi bu sûziş ile şîven
Ol dem ki olurdı rûz rûşen
Nağme kimi perde-dâr olurdı
Bir perde içinde zâr olurdı
Dâim geçürürdi ol ciger-sûz
Evkâtı bu resm ile şeb ü rûz
Peyveste çekerdi ol gül-endâm
Endîşe-i subh u mihnet-i şâm
Bu Leylînün eyyâm-ı bahârda seyr-i gül-zâr etdüğidür ve Gül-zârda murâdına yetdüğidür
Bir gün ki bahâr-ı âlem-ârây
Zevk ehline oldı râhat-efzây
Âyîne-i devrden gedüp jeng
Devr etdi zemîni âsmân-reng
Feyz-i şeb-i kimyâ-eserden
Te’sîr-i şemâme-i seherden
Açıldı ham-ı benefşeden tâb
Şeb-nem güle saçdı lû’lû-i nâb
Gül-zâra havâ abîr tökdi
Sahrâya gubâr-ı müşg çökdi
Yağdurdı sehâb jâle daşın
Ol daş ile yardı gonca başın
Zahmine urup şükûfe merhem
Panbuh yeniler ana demâdem
Sebze güle verdi mâli bâcın
Yer sebzeye mülkinün harâcın
Hoş reng ile yığdılar tecemmül
Fîrûze vü la‘li sebze vü gül
Derk eyledi gonca remz ü îmâ
Gül adına açdı yüz muammâ
Mazmûn-ı rubâî-i anâsır
Feyz olduğı oldı halka zâhir
Sûsen varakı uçup semâya
Her sebzeye kim salurdı sâye
Ol sebzeye uğrayup ahan cû
Pûlâde eğer verürdi bir su
Pûlâd deminde cân bulurdı
Şemşîr-sıfat zebân bulurdı
Ârâyiş-i sebzeden zemâne
Benzetdi zemîni âsmâna
Hurşîd-i çerâğ-ı çeşm-i âlem
Gökden yer düşdiğinde her dem
Tahkîk edüben çıhup gümândan
Bilmezdî zemîni âsmandan
Gül-zârlar oldı işret-âbâd
Her yerde olındı bezm bünyâd
Her gûşede her kim aldı bir kâm
Her buk‘ada her kim içdi bir câm
Leylînün anası gördi mutlak
Yoh Leylî-i nâ-tüvânda revnak
Meyl-i gül ü seyr-i sebze kılmaz
Min gonca açıldı ol açılmaz
Sarf etdi şükûfe tek diremler
Cem‘ eyledi nâzenîn sanemler
Sahrâya çıhardı ol nigârı
Kıldı güle arz nevbahârı
Tâ gussa vü gamdan ola âzâd
Bir dem güle oynaya ola şâd
Ol bir niçe bikr-i pâk-dâmân
Hem-râh olup oldılar hırâmân
Yüzden götürüp edeb nikâbın
Ref‘ eylediler hayâ hicâbın
Her kim ne bilürse lu‘b ü ya lehv
İzhâra getürdi etmeyüp sehv
Gâh eyleyüben sürûdlar sâz
Bülbüllere oldılar hem-âvâz
Geh gösterüp oynamakda hâlet
Şimşâda yetürdiler hacâlet
Lîkin heves eylemezdi Leylî
olmazdı bu lu’b ü lehve meyli
Arturmış idi bahâr derdin
Gül zevki ruh-i nigâr derdin
İsterdi ferâgat ile bir dem
Tenhâ duta bir bucakda mâtem
Ayrılmayup ol perî-likâlar
Artardı belâsına belâlar
Çün eyledi kesret anı dil-teng
Nîreng ile verdi anlara reng
K’ey servler eylemen ikâmet
Tâ evde çekilmeye nedâmet
Durman kılalum taraf taraf geşt
Seyr eyleyelüm havâlî-i deşt
Sancup bele nâzenîn etekler
Cem‘ eyleyeyüm güzel çiçekler
Çoh dermeğe her kim olsa kâdir
Oldur bu sanemler içre mâhir
Bir yanaya getdi her perî-veş
Dağıldı şerer dutuşdı âteş
Tenhâ kalup etdi nâle-i zâr
Kıldı gözin ebr-veş güher-bâr
Bu Leylînün ebr ile izhâr-ı niyâzıdır ve Aşk bâbında keşf-i râzıdur
Ebr ile tekellüm etdi âğâz
K’ey âhum ile hemîşe hem-râz
Ger başun ile göğe yetersen
Sanma men-i zârdan betersen
Arz eyleme ra‘d ü berk u bârân
Bahs etme menümle rûz-ı hicrân
Feryâd kılup dem-i seher-gâh
Eflâke çekende şu‘le-i âh
Seylâb-ı sirişk edende cârî
Gel gör men-i zâr ü bî-karârı
Ey ebr her eksilende suyun
Deryâlara tökme âb-ı rûyun
Al suyı bu çeşm-i hûn-feşândan
Deryâlara hem bağışla andan
Ey ebr demî mana vefâ kıl
Düşdi sana hâcetüm revâ kıl
Var ol yüzi gül nigâra menden
Zâr ağla vü söyle yâra menden
K’ey turfe nigâr-ı nâzenînüm
V’ey ârzu-yı dil-i hazînüm
Gel gör ki gamunda niçe zârem
Sensüz niçe zâr ü bî-karârem
Gel gör ki nedür gamunda hâlüm
Reng-i ruh-i zerd ü eşk-i âlüm
Cân bâr-ı beden götürmez oldı
Göz reng-i vücûd görmez oldı
Cânum cânı gözüm çerâğı
Rahm eyle ki geldi rahm çağı
Men bilmez idüm belâ imiş aşk
Bir derdlü mâcerâ imiş aşk
Derdün ki belâ yolında merdem
Aşk içre sana şerîk-i derdem
Saldun men-i hasteni bu hâle
Derde meni eyledün havâle
Her derd ki var Leylî aldı
Ma‘lûmdürür sana ne kaldı
Ey merd-i rehem deyüp uran lâf
İnsâf mıdur bu hanı insâf
Dut kim has ü hâr-ı reh-güzârem
Toprağ kimi yolunda hârem
Hurşîd-i cemâlün ey meh-i nev
Toprağa nola bırahsa pertev
Bârân-ı visâlün ey dür-i nâb
Kılsa has ü hârı nola sîr-âb
Olma mey-i gaflet ile medhûş
Hem-sohbetün eyleme ferâmûş
Ey yâr-ı muvâfık ü vefâ-dâr
Ey men kimi vü mana sezâ-vâr
Gel yanuma kesme âşinâlığ
Yahşi mi olur bu bî-vefâlığ
Derler seni âşık ey nîkû-rûy
Âşıklara beyle mi olur hûy
Her kim gerek öz işinde kâmil
Âşık ne revâ ki ola âkil
Âşık gerek olmayup karârı
Tavf ede müdâm kûy-ı yârı
Düşmez bu yana senün güzârun
Ver ola meğer bir özge yârun
Yârun men isem mana nazar kıl
Gâhî bu yanaya bir güzer kıl
Ger sende olan ferâgat-i dil
Bir dem mana olsa idi hâsıl
Gîsû-yı müselsel-i girih-gîr
Boynumda ger olmasaydı zencîr
V’er bağlamasaydı bend-i halhâl
Kayd ile ayağumı meh ü sâl
Ayb ile çekilmeseydi adum
Bi’llâh bu idi hemîn murâdum
Kim sâye-misâl senden ey nûr
Oldukça vücûdum olmayam dûr
Ammâ n’edeyüm esîr-i kaydem
Bir boynı ayağı bağlu saydem
Bildürmeğe mihnet ü melâlüm
Bu şi‘r yeter beyân-ı hâlüm
Bu gazel Leylî dilindendür
Aşk dâmına giriftâr olalı zâr olubem
Ne belâdur ki ana beyle giriftâr olubem
Dil demekden kesilüp hareketden veh kim
Künc-i gam-hâneye bir sûret-i dîvâr olubem
Kudretüm yoh ki kılam kimseye şerh-i gam-ı dil
Eyle kim ârıza-i hecr ile bîmâr olubem