Bunları da Okuyun

    Adam Olmak Şiiri – Allen Ginsberg

    29 Aralık 2021

    Şem-i Vahdetten Tecelli Etmiş Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021

    Sessiz Şiiri – Yılmaz Erdoğan

    28 Aralık 2021

    Azraya Mektubumdur Şiiri – Celal Vardar

    29 Aralık 2021

    Aşağıdan Yusuf Paşa’m Geliyor Şiiri – Dadaloğlu

    29 Aralık 2021

    Kutsal Mavi Çocuk Şiiri Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    29 Aralık 2021

    Bitkisel Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021

    İki Arkadaş Fâtih Yolunda Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    28 Aralık 2021

    İy Ki Işkun-durur Gönüllere Genc Şiiri – Ahmedi

    29 Aralık 2021

    Açıl Gel Ömrümün Varı Şiiri – Şemsi Yastıman

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Fuzuli»Leylâ Vü Mecnûn 1801-1900 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 1801-1900 Şiiri – Fuzuli

    Fuzuli- Fuzuli
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Gör cân ü tenümde ıztırâbum
    Sor hâl-i dilüm eşit cevâbum

    Men mektebe getdüğüm zamânlar
    Hıfz-ı sebak etdüğüm zamânlar

    Bir şahs mana görindi nâgâh
    Oldum perî olduğından âgâh

    Cinnîler içinde ol perî-zâd
    Ülfet menüm ile kıldı bünyâd

    Her lahza durur mana berâber
    Der kim benî Âdem etme hem-ser

    Yohsa kılurem deminde fânî
    Bir darb ile hem seni hem anı

    Çok mekr kılındı oldı tedbîr
    Boynumdan alınmadı bu zencîr

    Def‘ olmadı bu beliyye hergiz
    Hem ata hem ana oldı âciz

    Çün bulmadı kimse çâre-i kâr
    Menden ata ana oldı bîzâr

    Şeydâlığum oldı âleme fâş
    Nefret kılur oldı yâr u yoldaş

    Sen hem ki bizüm diyâra yetdün
    Elbette bu kıssanı eşitdün

    Hâlâ ki senünle düşdi bâzâr
    Oldun dür-i akdüme hırîdar

    Karşumda hem ol perî durupdur
    Gayret kılıcına el urupdur

    Terk et ki bu vasl bîm-i cândur
    Hem özüne hem mana ziyândır

    Bir niçe zaman tahammül eyle
    Dermân iste tevekkül eyle

    Ola ki müyesser ola maksûd
    Senden açıla bu bâb-ı mesdûd

    Kat‘ ola zebân-ı ta‘n-ı düşmen
    Hem sen yetesen murâda hem men

    Ol sâde-zamîr ona inandı
    Cinnî haberin sahîh sandı

    Vehm etdi ki olsa yâra vâsıl
    Noksân ola ömr ü câha hâsıl

    Cânâne yolında ömr ü câhı
    Ol nâkısun oldı sedd-i râhı

    Bir resm-i kadîmdür cihânda
    Sûd isteyen istemek ziyân da

    Cânân dileyen cefâya dözmek
    Genc isteyen ejdehâya dözmek

    Aşk ehli mahabbet etse izhâr
    Evvel anı imtihân eder yâr

    Ger görse anun cefâya sabrın
    Kesrinün eder tamâm cebrin

    V’er görmese cevre ihtimâlin
    Salmaz ana sâye-i visâlin

    Çün İbni Selâma bîm-i noksân
    Ol vaslda rûzî etdi hicrân

    Meyl etmedi mutlak ol nigâra
    Hergiz ana kılmadı nezâre

    Tedbîr-i ilâca durdı kâim
    Derdine devâ sorardı dâim

    Her handa görürdü ehl-i teshîr
    Dîvânesine dilerdi zencîr

    Bu Zeyd-i vefâ-dârun Mecnûna haber getürdüğidür ve İbn-i Selâm ile Leylînün peyvendi müjdesinin yetürdüğidür

    Sâhib-haber-i efsâne-perdâz
    Bu tarz ile kıldı kıssa âğâz

    Kim var idi bir nedîm-i nâdir
    Zeyd adlu vefâ-yı ahde kâdir

    Meşhûr idi fazlı vü kemâli
    Ma‘rûf idi hüsni vü cemâli

    Olmışdı esîr bir nigâra
    Büt zîblü Zeynep adlu yâra

    Çekmişdi mahabbetün cefâsın
    Görmişdi melâmetün belâsın

    Ol âşık-ı müst-mend ü mahzûn
    Eylerdi hemîşe meyl-i Mecnûn

    Söylerdi ana kemâl-i aşkın
    Üstâdına gösterürdi meşkın

    Leylî ere getdüğinden ol zâr
    Tahkîk ile oldı çün haberdâr

    Mecnûna özin yetürdi fi’l-hâl
    Reng-i ruh-i zerdi eşkden âl

    Dolmış gözi peykeri bozılmış
    Nutkında tekellümi dutılmış

    Mecnûn dedi ey vefâlu yârum
    Gam merhalesinde gam-güsârum

    Âdetçe görinmez ihtilâtun
    Her günkiye benzemez neşâtun

    N’oldı sana beyle zâr olupsen
    Bî-tâkat ü bî-karâr olupsen

    Akrebde idi meğer bugün mâh
    K’etdün bu yana azîmet-i râh

    Handan bu küdûret oldı hâsıl
    N’oldı sebeb-i melâmet-i dil

    Zeyd ol has-i huşke urdı âteş
    Sûz ile dedi ki ey belâ-keş

    Dün ahter-i bahtun oldı tîre
    Devrân sitem etdi sen fakîre

    Yâr İbni Selâma rûzî oldı
    Rûzî sana derd ü sûzî oldı

    Yâr özgeye oldı şem‘-i mahfil
    Kaldı sana tâb-ı âteş-i dil

    Ağyâr ile yâr oldı Leylî
    Var imdi sen andan ol tesellî

    Zâyi‘ senün ol figân ü âhun
    Sûz-i şeb ü âh-ı subh-gâhun

    Mecnûn ki haberden oldı âgâh
    Gerdûna yetürdi şu‘le-i âh

    Vahşîler içinde ol giriftâr
    Bir derd ile kıldı nâle-i zâr

    K’efgâna getürdi mâr ü mûrı
    Ağlatdı vuhûşı vü tuyûrı

    Hâme kimi yaş töküp demâdem
    Nâme kimi kâmetini kılup ham

    Yazdı aluben eline hâme
    Dildârına bir itâb-nâme

    Bu Mecnûnun Leylîye nâme-i itâb-âmîzidür ve Peygâm-ı şikâyet-engîzidür

    Dibâce-i nâme nâm-ı Ma‘bûd
    Kayyûm ü Kadîm ü Hayy ü Mevcûd

    Ol perde-keş-i hicâb-ı esrâr
    Kim âlemi yohdan eyledi var

    Gün gözgüsin eyleyen mücellâ
    Dün turrasın eyleyen mutarrâ

    Çün bir niçe hamd tohmın ekdi
    Derd-i dilini beyâna çekdi

    Kim bu mütehammil-i belâdan
    Ser-geşte vü zâr ü mübtelâdan

    Bir nâme ki mahz-ı derd ü gamdur
    İzhâr-ı şikâyet-i sitemdür

    Ol dilbere kim vefâsı yohdur
    Âşıklarına cefâsı çohdur

    Ey ahde vefâsı olmayan yâr
    Ağyâruma gül olan mana hâr

    N’oldı sana nakz-ı ahd kıldun
    Sındurmağa ahdi cehd kıldun

    Tenhâlığa mı getürmedün tâb
    Kim eyledün ârzû-yı hem-hâb

    Târ oldı mı olduğun nişîmen
    Kim eyledün anda şem‘ rûşen

    İncitdi mi derd-i dil mizâcun
    Kim oldı tabîbe ihtiyâcun

    Pejmürde mi oldı serv-i dil-cû
    Kim cehd ile vermek istedün su

    Bed-hâh mı etdi kasd-ı gül-zâr
    Kim beyle urıldı rahneye hâr

    Ne bîm ile hıfz-ı gevher etdün
    Kim beste-i akd-i şevher etdün

    Mûcib ne idi meni unutdun
    Terküm kılup özge yâr dutdun

    Her lahza olup güvâh-ı hâlüm
    Hâk-i derüne sirişk-i âlüm

    Mutlak güzer eylemez mi oldı
    Menden haber eylemez mi oldı

    Âyâ ne idi bu bî-vefâlığ
    Bigâneler ile âşinâlığ

    Çekdün yeni yârunı kenâra
    Ruhsat mıdur imdi eski yâra

    Menden idi mihmet ü melâlün
    Hoş oldı ola anunla hâlün

    Men ahd-i vefâya aldanurdum
    Ahdünde vefâ ola sanurdım

    Bilmezdüm ola zaîf râyun
    Noksânı ola tamâm ayun

    Güftârun ola menümle dâim
    Gönlün ola özge ile kâim

    Zâhirde menümle olasen yâr
    Bâtında dutasen özge dildâr

    Senden men olam cihânda bed-nâm
    Bir nâm ü nişânı yoh ala kâm

    Ma‘zûrsen ey nigâr ma‘zûr
    Bu devr iledür zemâne meşhûr

    Gül goncalığında hâr ilendür
    Açılsa bir özge yâr ilendür

    Aslında tiken çeker azâbın
    Faslında hakîm alur gül-âbın

    Ey ârzu-yi dil-i figârum
    Kahrı çoh ü mihri az nigârum

    Ey adı olan vefâda mezkûr
    Cismümdeki cân gözümdeki nûr

    Sevdâ-yı dimâğumun ilâcı
    Bâzâr-ı cünûnumun revâcı

    Sen mihr-cemâl ü meh-cebînsen
    Gâyetde latîf ü nâzenînsen

    Men hâr-mizâc ü hâk-hûyem
    Bes tünd-zebân ü tîre-rûyem

    Sen hâl diliyle eyleyüp âr
    Dersen ki sana ne nisbetüm var

    Men hem sana söylerem muvafık
    Kim men sana sen mana ne lâyık

    Men hod olubem hayâle kâni‘
    Sen lâyıkun istesen ne mâni‘

    Ammâ men ü senden özge çohdur
    Kim sözleri bizden özge yohdur

    Gördükde men eyleyen vefânı
    Bildikde sen eyleyen cefânı

    Âyâ kime bî-vefâ diyerler
    Kimün işini hatâ deyerler

    Yahşi midür eylemek yaman ad
    Kim kılmaya kimse hayr ile yâd

    Sen gerçi dutup hilâf-ı âdet
    Bir özgeye bağladun irâdet

    Çohdur sana men kimi ciğer-hûn
    Her kime ki bahdun oldı mecnûn

    Men kim keseyüm derin selâmı
    Senden çekeyüm bu intikâmı

    Dutmak dilerem senün kimi yâr
    Ammâ aceb er senün kimi var

    Fuzuli şiirleri Leylâ Vü Mecnûn 1801-1900 Şiiri - Fuzuli Leylâ Vü Mecnûn 1801-1900 Şiiri - Fuzuli şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Leylâ Vü Mecnûn 701-800 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 601-700 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 501-600 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 401-500 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 301-400 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 2901-3000 Şiiri – Fuzuli

    Bunları da Okuyun

    Vitrin Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-101 Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Fırtına Şiiri – Abdullah Tukay

    29 Aralık 2021

    Hasan’dan Gelen Mektup – 3 Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Karacaoğlan

    Atım Kalk Gidelim Halep Haneden Şiiri – Karacaoğlan

    Karacaoğlan

    Kalk gidelim atım harap haneden Kısmetimiz versin Mavlam yaradan Eğri Kol’a varam yedirem atım Gece…

    Suda Balık Oynuyor Şiiri – Neşet Ertaş

    29 Aralık 2021

    Dîvân-ı İlâhîyât 124 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    268 Nolu Rubai Şiiri – Ömer Hayyam

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Issızlık Şiiri – Rainer Maria Rilke

    29 Aralık 2021

    Sen Dahi Şiiri – Eşrefoğlu Rumi

    29 Aralık 2021

    Elem Geldi Elde Değil Gaziler Şiiri – Dadaloğlu

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Abdurrahim Karakoç şiirleri Ruhsati şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Karacaoğlan şiirleri Agah şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.