Ey fark-ı emel külâh-dûzı
Sâhib-rakam-ı berât-ı rûzî
Rahm et men-i zâr ü bî-nevâya
Derd-i dilümi yetür devâya
Leylîni sen eyledün perî-veş
Kim câna cemâli urdı âteş
Sen kıldun anı belâ-yı âlem
Ol etdi meni şikeste-i gam
Verdün ana hüsn-i âlem-efrûz
Saldı mana âteş-i cihân-sûz
Derd ile meni sen eyledün zâr
Men handan u Leylî-i cefâ-kâr
Leylî ki meni belâya saldı
Bir görmek ile karârum aldı
Yohdur revişinde ihtiyârı
Kim döndüre alduğı karârı
Bî-çâredür öz işinde ol hem
Senden bulunur bu zahma merhem
Hem sen keremünden et ilâcum
Kes gayrı kişiden ihtiyâcum
Çoh çoh hükemâya söyledüm hâl
Teşhîs-i marazda oldılar lâl
Bildüm ki hakîm-i ferd sensen
Dânâ-yı cemî‘-i derd sensen
Ger derd ü eğer devâ senündür
Hâkim sensen rızâ senündür
Rahm eyle vü kıl devâ-yı derdüm
Bî-dâd yeline verme gerdüm
Ya‘nî ki yetür kemâle zevküm
Günden güne kıl ziyâde şevküm
Sal çeşmüme la‘linün hayâlin
Ver tab‘uma hüsninün kemâlin
Dâim anı mende zâhir eyle
Lutf et iki sûreti bir eyle
Kadrüm gamı içre mu‘teber kıl
Derdin mana rûzî ol kadar kıl
Kim kimseye ol olup müyesser
Kimse mana olmaya berâber
Görmek ruhın olmaz olsa makdûr
Hûn-bâr gözümde olmasun nûr
Zevk-i elemi olursa nâ-yâb
Mecrûh tenümde olmasun tâb
Münâcât
Yâ Rab kemâl-i mertebe-i Mustafâ hakı
Sıdk u safâ-yı silsile-i enbiyâ hakı
Senden yeter velîlere te’yîd-i iktidâ
Sen muktedâ-yı âlem eden evliyâ hakı
Düşmez harîm-i kurbüne bî-gâneler yoh
Ol bârgâha mahrem olan âşinâ hakı
Kahrundaki siyâset ü asîb havfı-çün
Lutfundaki letâfet-i feyz ü recâ hakı
Uşşâka yâr kılduğı cevr ü cefâ içün
Ma‘şûka âşık etdüği mihr ü vefâ hakı
Leylîde eyledüğün feyz-i hüsn içün
Mecnûna verdüğün gam ü derd ü belâ hakı
Fakr u fenâ saâdeti verdün Fuzûlîye
Anda olan saâdet-i fakr u fenâ hakı
Tamâmî-i sühan
Eylerdi bu sûz ile münâcât
Mihnetlere isteyüp mükâfât
K’açıldı gül-i hadîka-i rûz
Gösterdi güneş cemâl-i fîrûz
Mürg-i dem-i subh çekdi âvâz
Zâğ-ı şeb-i tîre kıldı pervâz
Hem safha-i âlem oldı rûşen
Hem dâne-i encüm oldı hırmen
Gün âyîne-dârı oldı gerdûn
Tökdi kademine dürr-i meknûn
Subh urdı safâ vü sıdkdan dem
Açıldı gül-i neşât-ı âlem
Te’sîr-ı safâ-yı câm-ı hurşîd
Gök gülşenin etdi bezm- i Cemşîd
Lâle kimi dağa çıhdı Mecnûn
Nezzâreye açdı çeşm-i pür-hûn
Gördi ki gelür nedîm-i kâmil
Hem-râz-ı kadîm Zeyd-i kâbil
Ruhsârında neşâtdan nûr
Behcet gözine cemâli manzûr
Yoh zerrece gussa vü melâli
Mecnûna aceb görindi hâli
Sordı ki nedendür inbisâtun
Âdetçe görinmeyen neşâtun
Maksûduna dest-res mi buldun
Dildâruna hem-nefes mi oldun
Ne kadr ile ser-bülend olupsen
N’oldı ki neşât-mend olupsen
Zeyd açdı der-i hizâne-i râz
K’ey turfe hümâ-yı evc-i i‘zâz
Dün tavf-ı diyâr-ı yâr kıldum
Ol serv yana güzâr kıldum
Ta‘vîz vesîlesiyle bir dem
Oldum harem-i visâle mahrem
Gördüm meh-i ârızın ziyâsuz
Âyîne-i tal‘atın cilâsuz
Ne la‘l-i lebinde katraî âb
Ne mâh-ı ruhında zerreî tâb
La‘l-i tere eşki gevher-engîz
Berg-i güle nergisi güher-rîz
Gördü meni etdi nâle-i zâr
Râz açdı mana ki ey vefâ-dâr
Düşdi ola necde reh-güzârun
Gördün ola hâlin ol figârun
Mecnûnımı gördün ise bi’llâh
Eyle men-i zâr-ı andan âgâh
Nişe geçer ola mâh ü sâli
Kim ola refîki n’ola hâli
Bi’llâh güzer etsen ol yanaya
Rahm et men-i zâr ü mübtelâya
Menden ana şerh-i za‘f-ı hâl et
Hâlin men-i hasteden suâl et
Söyle nişesen hücûm-ı gamdan
Tuğyân-ı meşakkat ü sitemden
Matem-zede olduğun eşitdüm
Kıldum yaha çâk ü şîven etdüm
Ol serv ki çıhdı bu çemenden
Menden geldi değül ki senden
Ancak bir ol idi kim çeküp gam
İsterdi meni senünle hem-dem
Çoh gördi bize sipihr-i gaddâr
Yüz min ağyâr içinde bir yâr
Bir zulmdürür bu âşikâre
Elden ne gelür muna ne çâre
Bu ded ki az değül yöküşdür
Hem sabr edeyüm ki sabr hoşdur
Men dut ki mukayyed-i hisârem
Mahbûs-ı hicâb-ı neng ü ârem
Ger şem‘e açılsa şerh-i râzum
Sâyemden olur min ihtirâzum
V’er sâyeme söylesem gam-ı dil
Şem‘ün hasedi gelür mukâbil
Ne yazmağa nâme ihtiyârum
Ne etmeğe arz râz-dârum
Gonca kimiyem men-i perîşân
Ağzum dutulu içüm dolu kan
Sen kim şeh-i kişver-i rızâsen
Her kime dilersen âşinâsen
Yoh hükmi sana çü hâme gayrün
Öz başunadur hemîşe seyrün
Âyâ ne içün kılursen ihmâl
Hâl-i dilün eylemezsen irsâl
Öz nazm-ı latîf ü dil-keşünden
Mazmûn-ı ibâret-i hoşundan
Lutf ile kılup hemîşe tahrîr
Göndermedüğün değül mi taksîr
Senden değülem bu işde râzî
Hâlâ kerem et hilâf-ı mâzî
Nazm eyleyüben beyân-ı hâlün
Şerh-i ruh- i zerd ü eşk-i âlün
İrsâl ede gör men-i hâzîne
K’ol cevhere cân edem hazîne
Elfâzı olup hemîşe zikrüm
Bu kâr-geh içre bikr-i fikrüm
Tarz-ı gam edende câna tasvîr
Ol nakşdan ola çâşnî-gîr
Hem hâl-i dilin kılurdı izhâr
Hem bu gazeli ederdi tekrâr
Bu gazel Leylî dilindendür
Niçün ol safha-i kâfûra kilkin müşg-bâr etmez
Yazup bir ruk’a lutf ile bizi ümmîd-vâr etmez
Menümle dûst lutfın az bilüp çoh ta‘n eder düşmen
Niçün lutf eyleyüp düşmenleri bir şerm-sâr etmez
Gel ey göz yâr hattın nâmede görmek heves kılma
Ki hatt-ı nâme def‘-i derd-i hecr-i hatt-ı yâr etmez
Kebûterden umârdum nâmesin gör za‘f-ı tâli‘ kim
Görüp âhum odın menden yanâ ol hem güzâr etmez
Fuzûlî nâme-i dildâr bir ta‘vîzdür gûyâ
Ki ansuz haste-diller hâtırı bir dem karâr etmez
Tamâmî-i sühan
Mecnûn ki eşitdi ol peyâmı
Baht-ı mütemerrid oldı râmı
İkbâline i‘tikâdı oldı
Dildârına i‘timâdı oldı
Hûn-âb-ı sirişkden çeküp nem
Gül-zâr-ı zamîri oldı hurrem
Hem güldi yüzi çerâğlar tek
Hem gönli ucaldı dağlar tek
Zeyde dedi ey refîk-ı sâdık
Men vahşîye hem-dem-i muvâfık
Çün müjde-i merhamet yetürdün
Yârum haberin mana getürdün
Menden hem ana yetür senâlar
Râz eyle dürûdlar duâlar
Hâk-i derine yetür niyâzum
Dergâhına arza eyle râzum
K’ey cânuma datlu derd dâğı
Gönlüm ferâhı gözüm çerâğı
Li’llâhi’l-hamd yâr imişsen
Men istedüğümce var imişsen
Ahdünde vefâ bulındı âhir
Şehdünde şifâ bulındı âhir
Bildüm ki meni seversen ey mâh
Ahsent ahsent bâreka’llâh
Lutfun haberi karârum aldı
Şîrîn sözün ihtiyârum aldı
Lutfun eşidüp ciğer olur âb
Şîrîn sözüne getürmezem tâb
Âh er kılup özge resm bünyâd
Nâgeh dutasen tarîk-i bî-dâd
Telh ola sözün misâl-i bâde
Lutf olmaya kahr ola arada
Hûblar işi cevr ile cefâdur
Senden görinen mana vefâdur