Bunları da Okuyun

    Bir Usul Bilmez İnsan Elinden Şiiri – Şah Hatayi

    29 Aralık 2021

    Şu Fani Dünyadan Göçtü De Gitti Şiiri – Aşık İsmail Daimi

    29 Aralık 2021

    Vedalaşma Ve Huzur Hakkı Şiiri – Tarık Tufan

    29 Aralık 2021

    Merhamet Kıl Şah’ım Şiiri – Ercişli Emrah

    29 Aralık 2021

    Kaçak Şiiri – Boris Vian

    29 Aralık 2021

    Bir Anadan Bu Dünyaya Gelince Şiiri – Neşet Ertaş

    29 Aralık 2021

    Sana Dair Düş Ötesi Şeyler Şiiri – Cihan Oğuz

    29 Aralık 2021

    Hak Nûrın İder Yüzi Nazar Ehline Tavzîh Şiiri – Ahmedi

    29 Aralık 2021

    Uyan Şiiri – Metin Eloğlu

    29 Aralık 2021

    Sıhhat-i Şâhî Hayât-ı ‘Âleme ‘İllet Gibi Şiiri – Aşık Çelebi

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Fuzuli»Leylâ Vü Mecnûn 401-500 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 401-500 Şiiri – Fuzuli

    Fuzuli- Fuzuli
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Müşkil işe düşmişem meded kıl
    Mey hırziyle belâmı red kıl

    Hall eyleye gör bu müşkilâtı
    Kemm etme kulundan iltifâtı

    Bir gün ki mey-i Süheyl-te’sîr
    Vermişdi mizâc-ı pâke tağyîr

    Hem-reng-i bahâr olup hazânum
    Dönmişdi akîke za‘ferânum

    Cem‘ idi yanumda ittifâkî
    Sâz ü meze vü şarâb ü sâkî

    Peyveste lebâleb ü peyâpey
    Nûş eyler idüm kadeh kadeh mey

    Zevk üzre mey artururdı zevküm
    Şevk üzre ziyâd olurdı şevküm

    Ol bezm idi âfiyet bahârı
    Men bülbül-i zâr ü bî-karârı

    Bir hadde erişdi neş’e-i câm
    Kim kalmadı ehl-i bezme ârâm

    Esrâr-ı dil oldı âşikârâ
    Mesdûd oluben der-i müdârâ

    Olmışdı refîk u hem-zebânum
    Ayîne-i tûti-i revânum

    Bir niçe zarîf-i hıtta-i Rûm
    Rûmî ki dedük kaziyye ma‘lûm

    Ya‘nî ki kamu dekâyık ehli
    Her mes’elede hakâyık ehli

    Hem ilm feninde nükte-dânlar
    Hem söz revişinde dür-feşânlar

    Kim eyler idi dekâyık-i râz
    Şeyhîden ü Ahmedîden âğâz

    Kim söyler idi öğüp kelâmı
    Evsâf-ı Halîlî vü Nizâmî

    Bilmişler idi ki hüsn-i güftâr
    Kadrüm kaderince mende hem var

    Çün var idi mestlikde lâfum
    Kim anlana sıdkum ü hilâfum

    Men hasteni etdiler nişâne
    Bir reng ile tîr-i imtihâna

    Lutf ile dediler ey sühan-senc
    Fâş eyle cihâna bir nihân genc

    Leylî Mecnûn Acemde çohdur
    Etrâkde ol fesâne yohdur

    Takrîre getür bu dâstânı
    Kıl tâze bu eski bûstânı

    Bildüm bu kaziyye imtihândur
    Zîrâ ki bu bir belâ-yı cândur

    Sevdâsı dırâz ü bahrı kûtâh
    Mazmûnı figân ü nâle vü âh

    Bir bezm-i musîbet ü belâdur
    Kim evveli gam sonı fenâdur

    Ne bâdesine neşâtdan reng
    Ne nağmesine ferahdan âheng

    İdrâke verür hayâli âzâr
    Efkârı eder melâli efgâr

    Olsaydı teveccühi münâsib
    Tevcîhine çoh olurdı râğıb

    Olsaydı tasarrufında râhat
    Çoh kâmil ana kılurdı rağbet

    Bi’llâh ki ne hoş demiş Nizâmî
    Bu bâbda hatm edüp kelâmı

    Esbâb-ı sühan neşât u nâzest
    Z’in her dü sühan behâne-sâzest

    Meydân-ı sühan ferâh bâyed
    Tâ tab‘ süvariî nümâyed

    Der-germî-i rîk u sahtî-i kûh
    Tâ çend sühan reved be-enbûh

    Bir iş ki kılur şikâyet üstâd
    Şâgirde olur rücûı bî-dâd

    Gerçi bilürem bu bir sitemdür
    Teklîfi munun gam üzre gamdur

    Ammâ niçe etmek olur ikrâh
    Bir vâkıadur ki düşdi nâgâh

    Yeğdür yine özrden şürûum
    Bu işde tevekküle rücûum

    Ey tâb‘-ı latîf ü akl-ı vâlâ
    İdrâk-i bülend ü nutk-ı gûyâ

    Düşdi seferüm diyâr-ı derde
    Kimdür mana yâr bu seferde

    Her kimde ki vardur istitâat
    Derd ü gam ü mihnete kanâat

    Oldur bu müsâferetde yârum
    Zevk ehline yohdur i‘tibârum

    Merkeb gerek olsa azm-i râha
    Besdür bize hâme vü siyâhe

    V’er tûşe-i râh olursa matlûb
    Mazmûn-ı hoş u ibâret-i hûb

    Azm eyleyelüm teallül etmen
    Menzil keselüm tegâfül etmen

    Ey baht vefâsuz olma sen hem
    Hem-râhlığ et bizümle bir dem

    Bu saâdetlü Beg hazretlerinün medhidür

    Ey hâme-i ser-keş ü sebük-hîz
    Vakt oldı ki olasen güher-rîz

    Men âcizem ü bu emr müşkil
    İmdâd demidür olma gâfil

    Âsâr-ı mürüvvet eyle izhâr
    Tez depren eğer mürüvvetün var

    Sen kıl hüneri men eyleyem ad
    Sen çek elemi men olayum şâd

    Çün nahl-i hadîka-i hünersen
    Miftâh-ı hizâne-i gühersen

    Cehd eyle çıhar cevâhir-i pâk
    Fikr etme ki yohdur ehl-i idrâk

    Deme ki bulup kesâdı bâzâr
    Bulmaz bu metâımuz hırîdâr

    Yetmez mi sana emîr-i kâmil
    Serdâr-ı zemâne Veys-i âdil

    Ol bahr-i atâ vü kân-ı eltâf
    Kim şânına geldi adl ü insâf

    Serdâr-ı muazzam ü mükerrem
    Cânâne-i mülk ü cân-ı âlem

    Zâtında anun hemîşe mevcûd
    Adl ü edeb ü şecâat ü cûd

    Adlinden eğer terâne-i çeng
    Fâş eylese bezmde bir âheng

    Yel şem‘e dahî taarruz etmez
    Pervâneye şem‘ zulmi yetmez

    Hüsn-i edeb ile eyle mu‘tâd
    Kim nûrı yanında kılsalar yâd

    Ol söz dilemez ki ola tekrâr
    Tâ yetmeye sâyesine âzâr

    Üslûb-ı şecâat içre mâhir
    Hurşîd-sıfat cihânda zâhir

    Hem hâs anı söylemekde hem âm
    Hem Rûm dolu adı ile hem Şâm

    Ger cûdına kimse olsa tâlib
    Mümkin ola kahrı lutfa gâlib

    Ya‘ni mana öğredüp sahâvet
    Bir hâceti istemek ne hâcet

    Olmış ana hâne-i emâret
    Bu dört binâ ile imâret

    Ey dûst-nevâz ü düşmen-endâz
    Şâhin-reviş ü bülend-pervâz

    Düzdüm sana turfe âşiyâne
    Ya‘ni ebedî neşât-hâne

    Ma‘mûr edübem binâ-yi âlî
    Cennet sıfatı İrem misâli

    Tâ rûz-i ebed munı makâm et
    Bî-dağdağa işret-i müdâm et

    Bi’llâh ki değül yaman eser bu
    Ger ad ise müddeâ yeter bu

    Men kim sana olmışam senâ-hân
    Sultan Veyis’e niçük ki Selmân

    Budur garazum ki câvidânî
    Adun duta arsa-i cihânı

    Tâ bâkî ola bu sebz gülşen
    Hem men olam ehl-i zikr hem sen

    Bu tuğrâ-yı misâl-i mahabbetdür ve Dîbâce-i dîvân-ı mihnetdür

    Dihkân-ı hadîka-i hikâyet
    Sarrâf-ı cevâhir-i rivâyet

    Ma‘nî çemenine gül tikende
    Söz riştesine güher çekende

    Kılmış bu revişde nükte-dânlığ
    Gül-rîzliğ ü güher-feşânlığ

    Kim hayl-i Arabda bir cevân-merd
    Cem‘iyyet-i izz ü câh ile ferd

    Müstecmi‘-i cümle-i fezâil
    Bulmışdı riyâset-i kabâil

    Emrine Arab mutî‘ ü münkâd
    Geh Basra makâmı gâh Bağdâd

    Bir buk‘ada olmayup karârı
    Gezmekde geçerdi rüzgârı

    Her lahza ururdı ol yegâne
    Ser-çeşmelere siyâh hâne

    Seyr eyler idi sürüp tena‘‘um
    Gözler üzere misâl-i merdüm

    Evzâ‘-ı hıyâm-ı müşg-fâmı
    Halka şeb-i Kadr tek girâmî

    Her menzile kim güzâr ederdi
    Sahrânı benefşe-zâr ederdi

    Gül-zârlar içre lâle çağı
    Benzerdi evine lâle dâğı

    Emvâli cemî‘-i cinsden çoh
    Ammâ bu cihânda vârisi yoh

    Ger kılsa anı telef havâdis
    Yoh bir halefi ki ola vâris

    Ferzendsüz âdemî telefdür
    Bâkî eden âdemi halefdür

    Nesl ile olur bekâ-yı insân
    Nazm-ı beşer ü nizâm-ı devrân

    Cân cevherine bedeldür evlâd
    Evlâd koyan koyar hemîn âd

    Hoş ol ki halefden ola hoş-dil
    Dünyâda bir oğlı ola kâbil

    Pîrâyesi ola dest-gâha
    Sermâyesi ola izz ü câha

    Ah er ola bir sefîh ü ser-keş
    Etvârı kerîh ü hulkı nâ-hoş

    Teşnî‘ ohına olup nişâne
    Bîzâr ola andan ata ane

    El kıssa ol efdal-i kabâil
    Ol pîr-i hamîdetü’l-hasâil

    Ferzende olup hemîşe tâlib
    Tahsîl-i bekâ-yı nesle râgıb

    Çoh mâh-likâ sanemler aldı
    Çoh turfe zemîne tohm saldı

    Çoh nezrler etdi her mezâra
    Çoh kıldı niyâz Kirdgâra

    Te’sîr kılup figân ü âhı
    Avn etdi inâyet-i İlâhî

    Bir gece açıldı bâb-ı rahmet
    Buldı eser-i duâ icâbet

    Fuzuli şiirleri Leylâ Vü Mecnûn 401-500 Şiiri - Fuzuli Leylâ Vü Mecnûn 401-500 Şiiri - Fuzuli şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Leylâ Vü Mecnûn 701-800 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 601-700 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 501-600 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 301-400 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 2901-3000 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 3001-3098 Şiiri – Fuzuli

    Bunları da Okuyun

    Ben Doğuluyum Şiiri – Yavuz Bülent Bakiler

    29 Aralık 2021

    Hürriyete İlan Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021

    Aşkın Tam Saati Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Seni Aralardım Şiiri – Akgün Akova

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Arif Nihat Asya

    Ağıt Şiiri – Arif Nihat Asya

    Arif Nihat Asya

    Ağlayın, parmakları nur Sularından kınalı kızlarım Ağlasın Meraga göklerinden Meraga’ya bakıp yıldızlarım Yollara Kürşadlar uzanmış…

    Ala Pınar Kurna Kurna Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Bir Aşk Şarkısı Yazmak İsterdim Senin İçin Şiiri – Arif Damar

    29 Aralık 2021

    Yolların Sonu Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Atsız Ata Duy Diyenin Derdini Şiiri – Caner Kara

    20 Mart 2022

    Kırıntılar Şiiri – Halim Yazıcı

    29 Aralık 2021

    Hiç Şiiri – Ahmet Muhip Dıranas

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Pir Sultan Abdal şiirleri Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Ruhsati şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Karacaoğlan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.