Emrini terkeder nehyini tutar
Kuru dava ile kul olur mu ya!
Tekrar bir de halka sofuluk satar
Böyle erkan böyle yol olur mu ya!
Kişizadelik hiç alınmaz satın
Asil azmaz diye söylerler bütün
Bir mülevves yere düşse bir altın
O kıymetten düşüp pul olur mu ya!
Terk-i heves edip hizmet tutmalı
Arı ahvalini ibret tutmalı
Her çiçekten birer çeşni tatmalı
Bal bal desen ağzın bal olur mu ya!
Haberi yok say ü gayret emekten
Böyle karın doymaz yarım çörekten
Güdük çapa ile kırık kürekten
İki çift katıra nal olur mu ya!
Dünya cennet olsa sıkar ademi
Lezzet kesbettirmez hiç rahat demi
Ağlar sabi bile verin mememi
Çağrılmayan yere gel olur mu ya!
Her çay için birer yol olur derler
İki ırmağı bir sel olur derler
Damlaya damlaya göl olur derler
Göl olsa da Bahr-i Nil olur mu ya!
Gönül yücelerden yüc’olmak ister
Beş on kuruş ile hac’olmak ister
Ellisinden sonra hoc’olmak ister
Kart ağaçtan taze dal olur mu ya!
Kendinden küçükten alma hiç öğüt
Kendinden engine hiç uymaz yiğit
Kurda ürümezse sürüde bir it
Ona hoş biberli yal olur mu ya!
Ye kuzuyu sen gösterme kuzuya
İyi yalı yer de gitmez yazıya
Attan ileriye koşmaz tazıya
Atlastan tokalı çul olur mu ya!
Söyliyemez asla galatsız sözü
Hiçbir marifette yoktur bir yüzü
Mektebi görmemiş kürsüde gözü
Elif be demeden dal olur mu ya!
Tatlı söyle sen incitme Fatma’yı
Er olan yapar mı zene çatmayı
Güzel tanı yem yediğin batmayı
Başı boş her yerde sal olur mu ya!
Ne ileriye git ne ensede kal
Ne methin şay’olsun ne derine dal
Sonradan görmüşe ne kız ver ne al
Osurgan lalesi gül olur mu ya!
Elhaslı merdin beli bükülmez
Hem bir düşen ata kamçı çekilmez
Meyva bahçesine söğüt ekilmez
Meyvasız bir ağaç al olur mu ya!
Sağıra selam ver yanına varma
Baktın bir mecliste oraya girme
Kör ile topalın yüzünü görme
Onlarla bir müşkül hallolur mu ya!
Dağılır anası olmıyan yuva
Güreşebilir mi keçiyle deve
Bir misafir gelse erkeksiz eve
Buyur sen burada kal olur mu ya!
Sıkı bağla gevşek tutma kuşağı
Densiz alıştırma oğlu uşağı
Talihe güvenmiş yatar aşağı
Böyle çingenece fal olur mu ya!
Eğer bozulmazsa herifin başı
Uygun olur ise hem arkadaşı
Gelirse vakitli ununa aşı
Ey buna da kıyl ü kal olur mu ya!
Dolaş dolambaya varma sen kıra
Caddeyi boşlama dayanıp dura
Uğradığın çayın köprüsün ara
Bilmediğin suya dal olur mu ya!
Bazı tavuk horozuna yan bakar
Fi’li fail tutar meydana çıkar
Devşirir daneyi deliği yıkar
Hiç açık kümeste fol olur mu ya!
Herifin ambarı çalı dikenden
Hanımın kuşağı kendir kökünden
Yaktığı şapla da sığır bokundan
Çamaşıra yarar kül olur mu ya!
Utanmalı asil yüz olan bir yüz
Utanmıyan yüze kar eder mi söz
Nikah olmuş zefaf olmamış bir kız
Mehri tahsis ile dul olur mu ya!
Şol seher vaktinin lezzetin bulan
Daim gusl ederse soğuk su ilen
Ellide altmışta bakire alan
Kocayıp da eğri bel olur mu ya!
Onbeşinde delikanlının biri
Bu eşşeğe nasıl diyelim diri
Almış altmışında bir kocakarı
Bundan gayri gafil kul olur mu ya!
Tefrik olunmalı bendeyle emir
Emir geçiremez bendeyle ömür
Kayşağa gelmiyen madensiz demir
Haddeye çekilir tel olur mu ya!
Bizim şefiimiz Nebiy-yi Zişan
Alemlere rahmet gönderdi Yezdan
Ebubekir Ömer Hazreti Osman
Gayri bir anadan Al’olur mu ya!
Ne bir zikrin fikrin doğru yolun var
Hüsn-ü halin yoktur su-i halin var
Gufrani her menhiyatta elin var
Böyle şair ehl-i dil olur mu ya!