Artık yok bana izin bu sabah
göremiyorum ışıklar nerede ben nasıl kayıp bir denizde
titrek yıldızların ölü çekiminde
toz atmosferinin yeşil akışında
yıkımın sırsız bir aynadaki duruşuna
gövdemin hiçe sayılmasına
ki ürpererek görüyorum bir ırmak dinleniyor artık
gövdemde
ve et kan can olarak anlaşılmanın acısına
yok bana dirilip yerden kalkmak
ellerimi sizin bakırçalması yüzünüze uzatıp kirletip
o bile yok tarih bile yok yaşam defterlerimde
yok diyorum size
yağmurun bırakıp gittiği gölcüklerde var yaşamımda
görülmemiş fırtınaların açtığı o büyük boşluklar var ki
duruyorum
ellerimden kurumuş nergisler düşerken toprağa
……….
……….