Rüzgarı bırak çıksın dışarı
Gir içeri kapat kapıları dağlar dinlensin
Çıkar anıları kutulardan ömrün inlesin
Çocukluk çok uzak değil bu evdeki geçmişe
Bahçesinde kovboyların düelloda öldüğü günlere
Teyzeler kucak açar gece gelen korkulara
Düşler durmaz birbirine ağar genç yaşlı
Dün/bugün/yarın iç içe geçer dilden dile
Aşklar yürek yakar babalar nöbet tutar ateşli
Naz nazlı bedenlere pek yakışır kırmızı
Yanaklara tutununca utangaç bir sevdanın soluğu
Göz kırpan bir kaçamak uçuverir düşman çatlatan
Zaman bekler yangınımın başında, başım hep kalabalık
Alev sarar bedenimi kuşun konak arar ahşabı yeni
Küllerimin mini acısına gömülmeye izin veriyorum
Dumanım tüter gözlerim yanar bak hangi yazgı
Yazısız ilmek atar imzasız buluşmamızın anısı
Gecelerin bağrına gizlenir tenin seni bekleriz
Terin gözler gölgesini yıllarımın peşini bırakıp
Yıllarım gölgesiz gençliğimin peşinde aradığı sensin
Sızar dinmez bir sızı günlerime sızar mı senin de içine
İsteksiz bir renk gelir oturur şimdi de sevdiğim nerede
Yarınım nerede bekler kaçırdığı beni kilitle kendine
Bu kaçıncı yetişemediğim takvim sorumu şurada iğnele
Dar gelen ömrüme son bir bakış gibi geçip gitti rüzgarın
Benimle birlikte ders çalışan bir ömür kapatır kapıları
Bu yolunu gözlediğim gecikince meraklandığım çocuk kimin