Çekil bu gölgeli yolda gezinme,
Bahar bakışların yine pek sarhoş.
Yanılıp gönlüme misafir inme.
Kapısı kilitli, mihrabı bomboş
Mabettir orası, meyhâne değil…
Işıklar, kokular, sesler, çiçekler…
Ömrünün her günü bir başka düğün,
Bülbüller koynunda açtı çiçekler
Güller dökülürler göğsüne bütün! ..
Gerçekten güzelsin, efsâne değil:
Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın
Git bahar…Gönlümde ibadet için,
Diz çöken kızlari ürkütme sakın,
Kalbime girme, o kâşâne degil! ..
Git bahar, git bahar! Uzaklarda gül,
Denize renginden bırak hediye,
Ufuklarda gezin, semaya süzül…
Kalbime sokulma ‘Peymane! ‘ diye,
Gördüklerin kandil… peymâne değil!