Bak Bedri dinle beni,
Dinle beni ikigözüm kardeşim
Yücel diyor ki Bedri
(kapı çaldı bi dakka
……………….)
Hayır Zeki değilmiş,
Akın’mış gelen.
Akın diyor ki Bedri,
‘Haltetmesin gelsin’ diyor.
‘Gelsin de söyleşelim,
dadılık bitsin’ diyor.
Kabarmış müzik damarı yine bizim Gürler’in.
Dalgaların,durakların dumanını attırıyor
Bağırıyor minör minör, barok dedikçe
Ve gülüyor majör majör,
dokundukça tellerine enformasyonun.
Bırak şimdi çalışmayı, Hacettepe’yi
Kemal’i de yatır artik be kuzum,
Yatsın kerata.
Sen dünyanın en iyi,
Sen dünyanın en doçent,
Sen dünyanın en baba
babasısın be Bedri.
Bilmez miyim ben seni!
Bak şimdi dinle beni,
Agostina kızmaz bana boş lafı bırak
Hem kızacak ne var bunda be Bedri,
Kadın değil, kumar değil be gözüm
Biraz müzik,
Biraz sanat,
Biraz da laklak
Hepsi bu.
Geleceksin değil mi?
Geliyorsun değil mi?
Gelmelisin mutlaka.
Bırak şimdi gülmeyi de ‘evet’ de.
Hadi Bedri ‘evet’ de.
Çok da güzel çay demledim tam senlik,
vallahi çiçek gibi.
Bir de güzel peynir var ki, harika.
Bilmiyorum, ablan bulmuş,
Kaçtan almış sormadım.
Sormak neyi kurtarir ki be Bedri!
Sele gitmiş değirmenin,
şakşağı mı aranır ki!
Ekonomi filan değil bu bizimkisi,
Çürük yangın merdiveni be Bedri.
Geliyorsun değil mi?
Geleceksin değil mi?
Gelmelisin mutlaka.
Domates, yeşil biber, maydonoz,
diri diri, kütür kütür
tam senlik.
Ekmek de taze Bedri,
Ekmek de be kardesim ekmek de!
Biz rakıya vuracağız besbelli.
Sen çaya yumulursun.
Ne yaparsın be Bedri,
Arada bir çekmeden de olmuyor.
Olmuyor be kardeşim olmuyor!
Şu dinine yandığımın dünyası,
baka baka içine gözlerimizin,
ediyorlar içine günlerimizin.
Hidrojen sallasan gıkı çıkmıyor.
Sabır kayası da, sabır kayası…
Hadi, hadi atla gel, bekletme bizi.
Yücel’i bilmez misin be Bedri,
Doktor değil mübarek,
gecikmis tanrı.
Çay devirir bardak bardak, üstüne rakı!
Anlatırken sanırsın ki incesazdan Hüseyni,
Ak gömleği geçirmesin sırtına,’Hipokrat Andı’.
Bir de bahar bahar gülmez mi sana,
Al başını çık dağlara.
Yücel’i bilmez misin be Bedri,
safi tümör celladı.
‘Kızdırmasın, gelsin’ diyor,
‘Bin kelleyi bir cidaya dizerim
kızarsa beynim’ diyor.
Gürler’se çoktan yerleşti enformasyon füzesine,
yıldızlar arasında mekik dokuyor.
Yüreğimi çikartmış koymuş masaya,
beynimi çıkartmış koymuş masaya,
insan denen karmaşığın dibini kurcalıyor.
hayır hayır,
buz koymuyor rakısına filozof doktor,
DNA kullanıyor.
Bana öyle geliyor ki azizim,
DNA da az gelecek böyle giderse,
bizimkinin hızına…
Gürler’i bilmez misin be Bedri,
alıyor da yüreğini insanın,
yerine bülbül yerleştiriyor.
Bu hekimsel coskunluğa gülüyor Akın,
‘ allah be ‘ diyor.
Akın’ı bilmez misin be Bedri,
simyacılık uzmanı,
lokman çömezi.
Yeni dönmüş dağlardan güneş kokuyor.
Bol bol ot toplamış, keyfi yerinde
‘lokmancilik oynuyoruz aman be abi’
deyip deyip emiyor aslan sütünü,
anasonla koklasiyor kadehinde.
Of be, of be!
Amma da sakızlattık sözü be!
Paveze de senin olsun,
Maronetti de..
Hadi artik, bırak artık, bırak şu çalışmayı.
Kant da kalsın bu gecelik,
Sossür de,
Della volpe de..
Yahu bırak Kroçe’ yi Bedri be
Çaydanlıkta su kalmadı kardeşim,
Bitirdi rakıları bu Doktor Gürler
Alooo!
Sesin gelmiyor Bedri!
Kemal sen mi oynadın bu telefonla?
Banyoda mı baban yavrum,
Dönmedi mi dedin daha,
Dönmedi mi Beytepe’den!
Kemal yavrum, babanı istiyorum.
Baban yavrum baban yok mu?
Baban Kemal,
Baban yavrum,
nerde babacan?
bak bedri dinle beni
akin diyor ki bedri
alooo?
yücel diyor ki
aloooo?
gürler diyor ki bedri
aloo?
sesin gelmiyor bedri
bedri sesin gelmiyor
sustur su gürültüyü
sustur su asansörü
su radyoyu, su müziği
su kenti sustur bedri!
alooooo!
alooooo!
Kemal sen çık aradan!
Ergun oğlum baban nerede?
Ben Hüseyin, Agostina
Agostina, ben Hüseyin!
Kuzum neden yoksunuz,
Neden kimse konuşmuyor bu telefona.
Sıfırbirr dinle beni,
Sıfırüç dinle beni,
Heey ptt nerdesin?
Sıfıriki nerdesin,
Bozukluk var nerdesin,
Konuşmuyor nerdesin?
Sıfırsekiz, sıfırdokuz
Ahmet, Mehmet, Roma, Berlin, Moskova,
Ses vermiyor Ankara
Ses vermiyor nerdesin!
Sen bakıver Gürler şuna,
Sen bakıver Yücel şuna,
Akın, şuna sen bakıver kardeşim,
Ses vermiyor bütün dünya,
Ses vermiyor nerdesin!
Yoruldum be çocuklar!
Bunaldım bağırmaktan
Kocaldım be çocuklar!
Unuttum neresiydi,
Bilmiyorum nerdedir,
Nasıldır bilmiyorum.
Bir yerler vardır elbet,
bildirin bir yerlere çocuklar.
‘Geceler bozuk’ deyin,
‘Gündüzler bozuk’ deyin,
Yaşamak be çocuklar
‘yaşamak bozuk’ deyin.
Bildirin bir yerlere çocuklar,
Aylara, yıldızlara, mars’lara, merih’lere
bir bilen yok mu sorun,
bir gören yok mu sorun,
sorun Bedri kardeşi!
Ne de güzel çay yapmıştım,
Ne de güzel peynir vardı,
Ekmek de taptazeydi………
(11.07.1979-Ankara)
O akşam beş kisiydik orada/Biri Gürler İliçin’di biri O/Biri Yücel
Kanpolat’tı, biri O/Biri Akın Çubukçu’ydu, biri O/Biri bendim, biri O.
O akşam dört kişiydik orada/beşinci yoktu/Bedrettin yatıyordu
Karşıyaka’da’da/Kurşun yemiş,karnı toktu.