Yıldız hücreler yarattım ölmeden önce
taşınırım diye kazandığım mallar içine
el yazısı ile sattığım dükkânlar
yok ettiğim kitaplar, köklü şiirler bıraktım
onların küllerini sordum yaratıcı bedenime
kravatımı ters bağladım, bundan kime ne!
İnanılmaz paralar, işini kaybetmiş
şairin mal defterine: Vurdum, saydım
Tozunu attırdım Akdeniz’in, Kızıl Deniz’in
sızıntım çevreyi kokutan bir beyaz taş üzerinde
Beni yıkadınız, sonra örttünüz, gerisi bilmem ne!
Direksiyon mu? O benim işte:
Dünyamı döndüren, kil içeriği bir toprak üzerinde
İyi ki örttünüz; küçüldüm, yaşarken görmedim
ne ne ne!
Mercan kayalıklarda yüzdüm
o insan yavrusu yüzgeçlerle
kanat çırptım, uçtum, aştım silikon vadisini
Bir kuştum, bir büyük balık: fil foku
Benden iyisi mi vardı bulut üstünde?
dalga sırtında, yürüyüşlerde ve izinlerde
Görmediniz, ömür biçtiniz
Sonra üstüme basmak için toprak örttünüz
Hepsi bu işte!
Sormayacaklar şimdi de: Nereye gittin, neydin?
Tehlike bağımlısı hadi sen de…
Kağıt geri dönüyor yaz artık
İstenmeyen sayfaları, kalan dürtüleri
Ben sendim, bu ölü kim?
doğrusu yaşamak isterdik hep birlikte