duygusuz ol; hassas bir kalp
sallantılı dünyada sefil bir varlıktır
küçük hırsızları asıp yok ederler
büyükleri çok ilerlemiştir
ülkeyi ve sarayları yönetiyorlar
dünyayı küçümsemeyi öğrendim
ancak şimdi, onu fethedecek değerdeyim
peşimizi bırakmıyor, ısrar ediyorsunuz
öğüt istiyorsunuz; verebilirim
yalnız, içim rahat olsun diye
söz verin ona uymayacağınıza
yaşayarak gelişen nakşedilmiş biçimi
hiçbir zaman ve hiçbir güç parçalayamaz
birçoğumuz birçok şey bilir; ama
bilgelikten çok uzaktır
başka insanlar size kolay bir oyundur
kendini ise hiç kimse tam öğrenememiştir
hiç kimse kendine bilge ve özgür demesin
ölümünden önce
hayatımda bazı şeyler kaçırdım
ama kimseye hile yapmadım
beşikle tabut arasındaki büyük kanalda
sallanır ve yüzeriz
hayat boyunca tasasız
üç bin yılın hesabını
kendine vermeyi bilmeyen kimse
karanlıkta cahil kalır
ey dünya, senin çirkin uçurumunda
iyi niyet bile mahvolur
iki uşaklı bir efendi iyi hizmet göremez
iki kadınlı ev temiz süpürülmez
bilim ve sanat sahibi olanın
dini de vardır
o ikisine sahip olmayanın
dini olmalıdır
akıllı olana, geniş görüşlüye gerçekten çok zaman
imkansız şey, mümkün görünür
insan kendini yalnız insanda tanır
hayat herkese ne olduğunu öğretir
öğrenme merakıyla şifa bulan gönlüm
gelecekte hiçbir acıya kapalı olmayacak
bütün insanlığa nasip olan her şeyin
kendi içimde tadına varacağım
ruhumla en yüksek ve en derini kavrayacak
onun sevinç ve üzüntüsünü gönlüme yığacağım
böylece kendi benliğimi onun benliğine doğru genişletip
sonunda onun gibi ben de başarısız olacağım
cahillerle tartışırken
bilgeler bile cehalete kapılır
halk, uşak ve galip
her zaman kabul ederler ki
insanoğlunun en yüksek mutluluğu
yalnızca kişiliktir
itiraf edin! şarkın şairleri
biz batınınkilerden daha büyüktür
onlara eriştiğimiz nokta ise
bizim gibilere duyduğumuz kindir
hekimin kusuruna bakmayın, onun da çoluk çocuğu var
hastalık bir sermayedir; azaltmayı kim ister
öl ve ol
işte bunu bilmiyorsan
karanlık yeryüzünde
zavallı bir konuksun yalnızca
cezalandırmayan bir yargıç
en sonunda caniyle arkadaş olur
bir gün büyük bir toplantıdan
sessiz bir bilgin kalkıp evine gider
memnun kaldınız mı diye sorarlar
“kitap olsalardı” der, “onları okumazdım.”