Beyhude seninki, etkilemek için kalbini,
Bir kızın kucağını altınla doldurmak;
Kendine yetiştir aşkın meyvelerini,
Ki tadabilesin onları su gibi berrak.
Altın ancak yığınların oylarına değer,
Ama tek bir kalbi kazanamaz da.
Sen ki bir kız almak istersen eğer,
Git ve ver kendini, onun için ona.
Seni hiçbir bağ sarmayacaksa kutsal,
Ey Delikanlı, sımsıkı sık kendini!
Beşer hür yaşarken davranır uysal,
Ama yinede özgür olmayabilir fani.
Kendini sadece Birine yak yar;
Ve yüreği aşkla doluysa eğer,
Bırak şefkat örsün seni dapdar,
Vefa sarmasın istiyorsan meğer.
Sez, Delikanlı, ve hemen ardından seç
Bir Kız kendine, ki o da seçesin seni,
Gönlü güzel olsun, ötesinden vazgeç,
Ve seversin sende, ben gibi kendini.
Ben, ki anlarım bu sanattan inan,
Kendime bir çocuk beğendim,
Şimdi en güzel evlilik mutuna varan
Rahmeti eksik sadece rabbimin.
Revamdan başka derdi yok,
Ancak bana güzel görünmekle meşgul,
Yalnız yanımda sevecen, hem de çok,
Ve kibarca başkaları önünde kul.
Aşkımıza zaman zarar vermesin diye,
Aciz olan tarafa hiçbir hak tanımaz,
Ve lütfü daima merhamet dilesiye,
Ben de daima minnettar kalırım biraz.
Ben kanaatkarım ve hoşlanırım
Hemen, bana tatlıca gülümserse,
Masada sevgilinin ayaklarını
Kendilerininkine sehpa ederse.
Yanağından ısırdığı elmayı,
İçtiği bardağı, bana uzatırsa,
Ve yarım çalınmış buselerle
Başkalarına kapalı göğsünü açarsa.
Ve sessiz, muhabbet dolu saatlerde
Benimle beraber aşktan bahsederse
O dudakların sohbetini isterim de,
Aptalca, öpmekte diretmem nedense.
Nasıl da bir akıl, onu capcanlı kılan,
Ender bir cazibeyle dolar!
O fevkalade birisi, ve kaybolur an
Ancak, beni sevdiğinde çağ atlar.
Saygı beni ayaklarına doğru atar,
Hasret kendimi bağrına basar.
Bak, Delikanlı! Böyle tadını çıkar,
Akıllı ol ve ara bul, o duygu var.
Ölüm yolu yanından geçerken
Seni İngiliz türküsüne taşır,
Cennetin mutluluğuna ererken,
Sıratı hissetmezsin, o an’laşır.
Dornburg, Eylül 1828
Çeviri: Musa Aksoy