Bunları da Okuyun

    Annacığım Gelen Gelin Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Değil (Bu Aşkı Farz Vacip) Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021

    Siva’nın Ölümü Şiiri – Zahrad

    29 Aralık 2021

    Ephemera Şiiri – William Butler Yeats

    29 Aralık 2021

    Nesin Sen (Ahu Gözlüm) Şiiri – Gevheri

    29 Aralık 2021

    Gardaş Özün Mürşüdüne Bendeyle Şiiri – Aşık İsmail Daimi

    29 Aralık 2021

    Ben Gelince Şiiri – Köroğlu

    29 Aralık 2021

    Hena İçin Ayrılık Şiirleri (Tenese) Şiiri – Tuğrul Keskin

    29 Aralık 2021

    Oynayacak Yer Bırakın Bize Şiiri – Eray Canberk

    29 Aralık 2021

    Saati Yok Eremi Yok Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Yabancı Şairler»Johann Wolfgang von Goethe»İthaf Şiiri – Johann Wolfgang von Goethe

    İthaf Şiiri – Johann Wolfgang von Goethe

    Johann Wolfgang von Goethe- Johann Wolfgang von Goethe
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Sabah geldi, tekmeleri ürküttü
    Sakin uykumu, beni halim saran,
    Uyanırken, sessiz kulübemde
    Giderken dağbaşı taze ruhumla;
    Şenlendim, her attığım adımla
    Yeni çiçeğe, dolu damlalarla salkan;
    Yeni gün yükselirken meftun,
    Ve herşey serinlendi, beni sevindirmek için.

    Ve ben tırmanırken, çayırlar çınarından belirdi
    Bir sis çizgi, çizgi yukarı.
    Savuldu ve değindi, etrafımı çevirdi,
    Ve büyüdü bedenimi kanatlarcasına serdi:
    Güzel endamımı daha tadınamadan,
    Çevre kapandı üzerime solgun vualla;
    Hemen dökünmüş gördüm bulutlarla,
    Kendimi kendimle kapanmış buldum seherle.

    Aniden güneş delercesine aydınlandı,
    Sis arasında berraklık görüle yazdı.
    Burada sakin düşekaldı;
    Bölündü yükselirken orman ve tepelerle.
    Nasılda ümitlendim, ona selam verebilmeye!
    Donuk tandan sonra iki kat daha güzel sandım.
    Havalı mücadele hala bitmemişti,
    Bir parıltı sardı ve gözlerim kamaştı.

    Sonra, onları aç dercesine,
    İçimden soğukkanlı yeni bir dürtü geldi,
    Acele nazarlarla zorladım kendimi kabule,
    Çünkü herşey yanıyor ve yakıyordu.
    Baktım ki bulutlarla getiriliyor
    İlahi bir hatun, gözlerimin önüne,
    Öyle bir endam ki ömrümde görmedim;
    Bana baktı ve beklercesine öylece dolaştı.

    Tanımıyormusun beni? dedi tek bir ağızla,
    Benden aktı sevgi ve vefa topraklara:
    Anımsarmısın beni, kimi yaralarda
    Hayatın pak merhemini döktüm?
    Tabi bilirsin beni, ben, ebedi bağ,
    Kalbin emel verir bana açıp kapanırken.
    Sen değilmiydin kor yürek çırpıntılarıyla
    Delikanlıyken bana özümsenirken?

    Evet! diye haykırdım, mesut çökerken
    Yere doğru, çok uzun sezdim seni:
    Huzur verdin bana, genç uzuvlarımdan
    Hırs içimde molasız eşelenirken;
    Bana, enfes kuş tüyleriyle
    Sıcak günde alnıma su serptin;
    Bana alemin en iyi ihsanlarını verdin,
    Ve her saadeti senden gelen, sadece isterim!

    Sana isim vermiyorum, gerçi çok bahsedilir senden
    Hatta fazlaca, ve herbiri kendinin bilir seni,
    Her göz sana nişanlanmış zanneder,
    Her birine ışıldaman olur hicran.
    Ah, dalalete düşmüşken, çok yoldaşım vardın,
    Şimdi seni tanımışken, sanki yapayalnızım:
    Ben ferahımı sadece kendimle paylaşmalıyım,
    Senin zarif parıltılarını örtüp kapatmalıyım.

    Gülümsedi ve dedi ki: Bak, ne zekisin,
    Ne muhtaçsınız, biraz açığa çıkmaya!
    Güçbela ağır itham hayallerden emin,
    Ancak çocuksu arzulara hakim,
    Zannedersin yine insan üstüsün
    İhmal edersin erkeğin görevini icra etmeye!
    Başkalarından sen ne kadar farklısın?
    Tanı kendini, dünyayla huzurda yaşa!

    Af et beni, dedim, niyetim iyimserdi!
    Gözlerimi beyhude mi açık tutmalıyım?
    Memnun bir istek yaşıyor kanımda,
    Senin nimetlerinin değerini biliyorum.
    Ötekilere içimde asil kor büyüyor,
    Ülküyü artık gömemem, istemiyorumda!
    Neden bu yolu o kadar özlemle aradım,
    Biraderlere onu göstermeyeceksem eğer?

    Ve ben söylenirken, bana baktı yüce mahluk
    Bir nazarla, insaflı ve merhametli hoşgörüyle;
    Kendimi gözlerinde okuyabiliyordum,
    Hatamı ve kusurumu, ve doğrularımı.
    Hafifce güldü, o anda iyileşmiştim,
    Yeni hoşnutluklara ruhum vardı:
    Şimdi sağlam güvenlerle
    Ona yaklaşabildim, yanına bakınabildim.

    Aniden elini uzattı çizgilerin içine
    Külfetsiz bulutlara ve kokulara rasgele;
    Ve kapınca onu, o tutturdu kendini,
    Çektirdi kendini, ve sis mis kalmadı.
    Gözüm yine ovada gezinebilirdin,
    Semaya bakındım, aydın ve celildi.
    Onu sadece en temiz tülü tutar gördüm,
    Onu saran ve binbir kıvrımlarla bürüyen.

    Ben seni tanırım, tanırım zayıf taraflarını,
    Ben bilirim, ne gibi iyilikler içinde neşreder!
    -Dedi, sürekli böyle konuşur duyarım onu-
    Kabul eyle burada, sana çoktandır ayırdığımı!
    Mesut olana, hiçbir şeyden efkar dokunamaz,
    Eğer bu hediyeyi alırsa sessiz gönülle:
    Sabah muştusuyla örülmüş ve güneş berraklığı,
    Şiirlerin perdesi, hakikatlerin ellerinden müjde.

    Ve seni ve arkadaşlarını bunaltırsa
    Öğleyin olunca, at onu havaya!
    Birazdan akşam esintisinin serinliği hışıldar,
    Etrafınızı buke-baharat kokuları sarar.
    Endişe ağrıları, toprak duygular, susar,
    Bulutlar yatağına dönüşür türbeler
    Sakinleşir herbir yaşam dalgası,
    Gün şefkatli olur, gece pırıldar.

    Haydi gelin, dostlar, yollarınızda eğer
    Hayatın yükü ezercesine bastırıyorsa,
    Hattınızda bir tazecik yeni uğur varsa
    Çiçeklerle bezenmiş, altın meyvelerle süslenmiş,
    Beraber yarınki güne yürüyoruz!
    Böyle yaşıyoruz, böyle mutlu olunuyoruz.
    Ve sonra, torunlar bize yas ederlerken,
    Onların neşeşine aşkımız ulaşsın erken.

    Çeviren: Musa Aksoy

    İthaf Şiiri - Johann Wolfgang von Goethe İthaf Şiiri - Johann Wolfgang von Goethe şiiri Johann Wolfgang von Goethe şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Gece Şarkısı Şiiri – Johann Wolfgang von Goethe

    Gezginin Gece Şarkısı Şiiri – Johann Wolfgang von Goethe

    Aşk Kitabı Şiiri – Johann Wolfgang von Goethe

    Avcının Akşam Şarkısı Şiiri – Johann Wolfgang von Goethe

    Dizeler Şiiri – Johann Wolfgang von Goethe

    İtiraf Şiiri – Johann Wolfgang von Goethe

    Bunları da Okuyun

    Sen Yok musun Sen Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Yolcu Şiiri – Cemil Meriç

    29 Aralık 2021

    Yol’un Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Anlar Şiiri – Akif Kurtuluş

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Kul Himmet

    Âşık İbrahim De Bir Mâ’na Söyler Şiiri – Kul Himmet

    Kul Himmet

    Âşık İbrahim de bir mâ’na söyler Ben gidersem ismim kala dillerde Âşıklar derdinin dermanın söyler…

    Eve Dönen Şiiri – Necati Cumalı

    29 Aralık 2021

    Elimin Kanını Yur Bulamadım Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Kar Musikileri Şiiri – Yahya Kemal Beyatlı

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Cemalin Bağına 3 Şiiri – Gevheri

    29 Aralık 2021

    Begonyalı Pencere Şiiri – Ahmet Ada

    29 Aralık 2021

    Üç Renkli Dünya Şiiri – Nail Abbas Sayar

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Agah şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ruhsati şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Karacaoğlan şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.