karart göklerini Zeus,
duman duman bulutlarla;
diken başlarını yolan çocuk gibi de
oyna meşelerin, dağların doruklarıyla.
ama benim dünyama dokunamazsın,
ne senin yapmadığın kulübeme
ne de ateşini kıskandığın ocağıma.
şu evrende siz tanrılardan
daha zavallısı var mı bilmem:
kurban vergileri
dua üfürükleriyle beslenir
haşmetli varlığınız zar zor.
size umut bağlayan budalalar,
çocuklar, dilenciler olmasa
yok olur giderdiniz çoktan.
ben de bir çocukken
ne yapacağımı bilmez olunca
çevirirdim güneşe doğru
görmediğini gören gözlerimi;
yakarışımı dinleyecek
bir kulak varmış gibi yukarda;
varmış gibi derdimle dertlenecek
benimkine benzer bir yürek yukarda.
azgın devlere karşı kim yardım etti bana?
kim kurtardı beni ölümden,
kim kurtardı kölelikten?
şu benim yüreğim değil mi,
kutsal bir ateşle yanan yüreğim,
her işi başarmış olan?
o değil mi coşup taşarak,
yukarda uyuyanı aldatarak
başımı beladan kurtaran?
benim seni kutlamam mı gerek? niçin?
hiç derdine derman oldun mu sen
derdine derman bulamayanın?
gözyaşını sildin mi hiç
başı darda olanların?
kim adam etti beni?
güçlüler güçlüsü zaman
ve önü sonu gelmeyen kader, değil mi?
onlar değil mi
senin de benim de efendilerimiz..?
sen yoksa beni
yaşamaktan bıkar mı sandın?
kaçak çöllere giderim mi sandın
açmıyor diye
bütün düş tomurcukları?
bak işte, yerli yerimdeyim;
insanlar yetiştiriyorum bana benzer;
bütün bir kuşak benim gibi,
acılara katlanacak, ağlayacak,
gülecek, sevinecek,
ve aldırış etmeyecek sana
benim gibi!
Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu