Bunları da Okuyun
Abdülkadir Budak
– Bu Mecnun Leylâ’sını değişmedi çöl kumuna Önce Leylâ’nın AdıylaLeylâ dedim, yanıt verdi yol tozu Gurbeti sınayan yolcunun yakasında Hancı…
Büyük istasyonlardaki büyük vedalar için Trenler uzun bekler güzel bir gelenektir Büyük istasyona benziyor artık bu ev Tren bir yolcu…
Tabutuma ilk çiviyi kim çakar Doğrusu bunu merak etmiyorum da İlk kim merak eder ayakkabı numaramı Üstelik dünyayı yürümele………………..
Sancısı tutmuş olmalı ırmağın Kıvrılarak değil de kıvranarak akıyor Irmak şu sıralar bana benziyor Köprü üstümüzde değil içimizde mi Karşıdan…
Başlık yanıltmasın sizi, babam yaza benzerdi Ama her zaman için güzden yaprak alacaklıBabam yaza be………………..
Baykuşu ezberledim, yarasalar edindim Bana örenler gerek, karanlık mağaralar Gebe kaldı sessizliğim çığlığı doğuracak Babalar ve oğullar! Babalar ve oğullar!…
Çünkü bacakları uzun, mesafe tanımıyor Çünkü rüzgârın atında, büyük deneyiminde Elbette aşk beni geçer haritayı kendi çizmiş Dağları iyi biliyor,…
Dağından söz edecektim, bu beni aşar Ağrımdan söz edeyim, kapalı anlamımdan Geniş görünen evdeki odanın darlığından Ben burada sahiciyim, büyük…
Doğaldır ki sular çekilir önce Kirlenmeye dönüş, kaldığın yerden İkinci belirti: Omzunda puhu Üçüncüsü: Raydan çıkmış bir trenYüzlercesi var da,…
Yüzüm nasıl da benziyor üvey anneye Ortasından ırmak geçiyor, kirli Açan çiçek ile solan bir çiçek Bir güneş, binbir tipi…
Kafamda bir makasla dolaşıyorum Evimi kumaşla karıştıran makasla Sözlerim makas oluyor, ellerim bile Okşamıyor kesiyorum sevdiklerimi Bana neler oluyor, olumsuz…
İşaretler bırakarak yürümeyi yeğledim Acıydı pişmanlıklardı yenilgilerdi Bağlanmaktı kopmaktı yeniden bağlanmalar Kayık olmalardı ve su almalar Yazmaktı kitaptı yerde yağmur…
Büyük Umutlar Caddesi’ndeki hiçbir ev benim değil Hindistanım yok benim, bende Nil kıyısı yok Adım yok afişinde çok tutulan bir…
Kuyunun portresine çalışıyordum Taşı kaldırdım akrep Akrebe dokundum zehir Akrebe dokundum ateş Ateşe dokundum şairKuyunun portresine çalışıyordum
Rüzgar ayak izlerini silmek için de eser Dal bir şeyi anlatır ağacından kopmakla Yağmur ne anlama gelir elbet bilirim Suyu…
Kısacık serseriydim uzun çekidüzenim Kısacık yarınım uzun geçmişimKısacık ışıktım uzun karanlık Kısacık şarkıyım uzun çığlıkKısacık avcıydım en uzun ceylan Kısacık…
Evet öyle, alevden bir çıkıntı Uzun bir alıntı belki destandan Belki derin kuyulara salınan çıkrık Göle okyanus dersleri, fidana çınar…
O şehrin salıncakları düşürdü çocukları İtfaiyecileri sözleştiler yangınla Irmağının kıyısına çadır kuramam artık Elimi uzatamam kapı tokmaklarınaÇarşafları kirli artık, yatamam…
Bana bir Kayseri bulun, kırık dalın ucundan Yere düşüp ezilmiş bir çiçeğe benzesin Su içen ata benzesin, kanat tazeleyen kuşa…
Deri sandığım doğrudur, sözcüklerin ruhuna Ve oradan bana doğru akmakta olan kâğıt Evimde, işyerimde, bindiğim otobüste Karımın kuması olan, çocuklarla…