Bunları da Okuyun
Browsing: Bülent Ecevit
promete şimdi kentte kayalara bağlı değil beton duvarlarla çevrilidir kartalların giremiyeceği bir semtte kendi kendini kemirir
sıla derdine düşünce anlarsın yunanlıyla kardeş olduğunu bir rum şarkısı duyunca gör gurbet elde istanbul çocuğunutürkçenin ferah gönlünce küfretmişiz olmuşuz…
avucumdaki bir buhurdan bu dünya çağlar tüter insansız sarar beni benden uzağa yok olmuş dağlar yankılar beni yapayalnıztoprağın basamaklarından iner…
bir görünmez duvar indi bilmeden aştığımız çizgiye öncesi dumanlar içinde bir efsane şimdiavucumuza soğuk çarpan duvarın ardında gördüğümüz değil miydi…
bu sonsuz gök bizden midir değil midir bu yıldızlar canlı mıdır cansız mıdostlar olmalı bu göğün içinde düşman olmalıcanlıysa bu…
You become aware when you feel homesick That you are brothers with the Greek; Just look at a child of…
İnsan insana yapayalnız değildik o çağda canlıydı dünyamız canlıydı balıkçıya salık veren rüzgâr canlıydı suçluya gürleyen bulutlar canlıydı yağmur canlıydı…
sevdiklerimin başında bir bilmediğim görmediğim özlemediğim özlediklerimin başındayurdum olmadan sıladayım kimsem ölmeden yasta yollarda gözlediğim ne mektuplarda beklediğim nenereden sürmüşler…
gözgüye baktım özüm görmeğe seni göresim geldigözgüye baktım karardı dünya sana değesim geldigözgüye baktım camdan aşıp sana gelesim geldi
takalar geçiyor allı yeşilli takalar geçiyor dümenleri lâzlı takalar geçiyor en nazlı yelkenlilerden de güzelgüvenli sularda işsiz dönenen gezi yelkenlerinden…
ormanın kuytusunda vurulan geyik hayvanlar acınla suskun dallar yasınla eğik boynuzlarında çizgilerinde gözlerinde avcının söndüremediği iyilik
Boşluğa bulut Buluta yağmur Yağmura toprak Ne güzel uymuşGündüze güneş Güneşe tarla Tarlaya başak Ne güzel uymuşBaşağa buğday Buğdaya insan…
kim bilir insanda son kalan gözler görür mü dünyayı uzaktankim bilir küçülür mü dünya büyür mü uzaktankim bilir küllenir mi…
mağaranın duvarına hayvanları taştan oydum kükrediler karanlıkta türkülerle karşı koydumkaranlıktı mağara ışığı taştan oydum üşüyordum bir de güneş koydumaşk oydum…
ağacım ben dalları derinde yaprağım ben paramparça suyla ışığın ellerindeben yüzen bir kuş ucan gölgeyim suda gökte bir ışıkgöğüm ben…
dirilten misin beni gövdem öldüren misin bilmemgördüren misin beni gözüm körleten misin bilmembildiren misin bana başım gizleyen misin bilmembir ben…
Birlikte öğrendik seninle avcumuzda yüreği çarpan kuşa sevgiyielele duyduk kumsalda denizin milyon yılda yonttuğu taşa sevgiyitırtılları tanıdık seninle baharda tırtılken…
dur yolcu bura sınır yabandır yasaktır ötesi çiçeklerden seçemezsin kokuları renkleri bir birkuşdan pasaport sorulmaz gümrüksüz geçer yüküyle karınca dur…
köylü kadınlar fistanları güllü kadınlartopraktan doğup da toprağı yoğurandıur onlar veresiye canlarını doğurandır onlarköylü kadınlar fistanları güllü kadınlaryüzleri güneştir onların…
elbette senden güzel olacaktı çizdiğin resim yaptığın heykel senden büyük olacaktı senden yakışıklıelbette senden doğru söyleyecekti yazdığın şiirelbette senden çok…