Bunları da Okuyun
Browsing: Celal Sılay
Bir ben beni bilirim, bir de beni yaratan, Bir ben bana lazımım bir de benimle yatan, Varlığımı ortaya varlık olarak…
Lacivert bir denize benzer gözleri vardı; Bakışları sessiz bir gece kadar alıcı, Ruhunun süzgecinden ruhumu anlayıcı, Engin… sonsuz bir mana…
ayık kafayla söz döktürmenin utancı sarhoş kafayla türkü söyleyememeninbuluşur buluşmaz akşam edivermenin sevinci erken gelip geç gitmelerinincumartesim pazarımdınsuyuna giderek yokuşa…
Küçük bir kız gördümdü çok eskiden Annesinin dizi dibinde, Bir de incir dikdiydim hasta iken, Üç yapraklı mı, dört yapraklı…
Bu gürül gürül otların başında Ağacın gölgesine deydi değecek Tam şeftalinin kokusu başlarken Öpüşmeye kıl kadar bitişik Akarsuyun burnunun dibindeBu…
zincirlerle çekiyor işçiler güneşi, yatağımın başına. ben nasıl çıkarım bu kirli yüzle güneşin karşısına? kuşlar başucuma toplanmış perdeleri açılıyor sabahın…
Vala Nurettin’eTutup saçlarından başımı İbret pazarlarında gezdireceğim, Boyun eğmiştir, ümit etmiştir…diye Bu gafil başı teşhir edeceğim! Dimdik duramadığı için kulların…
hiç yolunuz ormana düştü mü gözgöre küçük bir adam büyük bir ağaçla döğüştü mü ağaç büyüktü ama tek adam küçüktü…
Hüzne giden bir hazzın içinde bulsam seni Bana ürkek ve mahçup, dolu gözlerle baksan. Yüzüne vuran mehtap göz yaşlarında yansa…
hangi kapıyı çalsam, o soytarı makamında kral kral makamında soytarışu yaşayış dediğin bir ah etmeye değmezher dönüş yaşayışın bir gününü…
yanımda yaşayan bir zevkin görünüşü var. belki bir keman sesi dinlerim senin için, belki bir köşe bulur ağlarım için için.…
Kaydı, göğün maviliği içinden Zamanı çizerek bir yıldız Havuzlarda, göllerde, denizlerde… Misafirliği bitti! Düştü, dalın yaprakları arasından Oluşunu tamamlayan bir…
Her evin pencere kenarından Buruşuk yüzlü ihtiyarlar Gözlerinde toplanmış harap yılları Bana bakar.Şanghayda bir adamın gözü Kurşuna dizilmek üzre olan…
Yarın sabah erken uyan Ben yıldızıma söyledim Işıklar serpecek üzerine Nur içinde uyanacaksınBen ağaçlarıma söyledim Yarın sabah erken uyan Dağıt…
İşitmek istediğini bir sağırın Sezdi havamızdan geçen şarkı Duyuramadı sesini bu sağıra Eridi, gittiYürümek hasretini bir kötürümün Hissetti koltuk değnekleri…
Yıldızlar görse bendeki güzelliğini Birer birer düşerler içimdeki denize, Aydınlanırım, o kadar aydınlanırım ki, Bana gelirsin…Bahar anlarsa duyduğum üzüntüyü, Bütün…
Gece ormanda bir şey değişmez Aklın lambaları altında Ancak gözün keyfi değişir Gündüz aydınlığındaAğaçlar insan eti yemez Akıl vücudun yardımında…
Uyanır seccadeler üstünde din, Aklın endişeleri yayılır şehre, İnsan kastle, güneş vakitle temas eder Taşa, toprağa..herşeye! ..Serinlik bir ihtiyardır ki…
Haziran üstümüzde dal dal Moda çevremizde renk renk İstanbul bin dokuz yüz elli beşinde Çimenler altımızda sık sık Bulutlar üstümüzde…
Mavi bir elbiseyle gelmiştin, gökyüzü maviydi.. Getirdiğin rüzgarla ev kokuyordun.. Kolun koluma değiyordu, omzun omzuma.. Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi..Bin dokuz…