Bunları da Okuyun
Cevat Çapan
O yaz, bol bol roman okudum, denize girdim kimsesiz kumsallarda; rüzgârların, balıkların adlarını öğrendim. Nice cümlelerin altlarını çizdim kırmızı kalemimle.…
Biz dağdan iner gibi yavaşça atını bağlayıp avludaki asmaya odaya sessizce giren bir düştü babam.Ben denize bakardım yarı uyanık annemi…
Güz-geceye yönelmiş bir saati güzün Gözleri bulutlara takılı İskele nerdeyse uzaklaştı vapurdan Bir martı bakışların içinden süzülüp Bir başka martıya…
Uzun, karanlık bir çığlığında ardına düşebilir insan, Titrek, eğri büğrü bir yazının çağrısına da uyar. Bırakıp herşeyi döner. Aşk bir…
Yaka bağır açık oturuyorum arka bahçede. Yıllardır açmamıştım yakamı bağrımı. Sanki bu bahçeyi de çoktan unutmuşum, şurada teneke saksılarda fesleğen…
Buradan Bu külrengi düzenden uzakta Fenikeli martılar olmalı Sevişen, Sevişmeyi düşünmeden.
Bu şehrin adları durmadan değiştirilen sokaklarında dolaşırken, eski bir şarkıyı çağrıştırır bazen aklına takılır olmadık adlar. Örneğin, Konstantin Nikoleyeviç Batyuşkov…
Usulca gir kapıdan, zile basma. Hiç telaşlanma ben daha dönmemişsem. Yoldayımdır, nerdeyse yokuşun dibinde, Suların kararmasını bekliyorumdur, Tuğla harmanlarından gelen…
‘Vedalaşmaların ilmini yaptım ben, ‘ Sürgünlerin uzmanlığını. Bir vapur nasıl kalkar bir limandan. Tren nasıl acı acı öter, öğrendim.Yıllarca mektuplarla…
Belki çıkar yollardan biri de bu: gözlerine bakmak sessizce, bir kıyıda uzaktan yaklaşan bir gemiyi bekler gibi, elinden tutmak o…
Babam iki tek atınca oğlum hadi seni karpuzlara götüreyim derdi.. (karpuzlar Gebzede oturan kızlardı) Annem kızarır kızar’bey çocuk daha küçük’diya…
Uykusuz geceler bunlar dağ başlarında, nöbette. Uzakta, çok uzakta, tek tük ışıklarını seçtiğin şehir sokaklarında kısık sesle şarkılar söylediği (1933)