Bunları da Okuyun
Cezmi Ersöz
Otobüste sevgi yoktu. Orada herkes kendine ve birbirine düşmandı. İşte bu yüzden otobüsteki insanlar birbirlerine en kötü yüzlerini göstermekten çekinmiyorlardı.…
Bitaneme Bir tek seni sevdiğim doğruydu… Ve bu doğru yüzünden hayatım yalana battı… Sen beni dışladığından beri beni sevenlere bir…
Kimi sevsem, onun hep uzakta bir sevdiği vardı, unutamadığı ilk aşkı ya da onu ter…k edip giden sevgilisi…Kimi derinden sevsem,…
Ne zaman yüzüne baksam yalnızlığın o mutlu gerilimi O öksüz göl hızla derinleşir biliyorum, acılarım hiç bitmeyecek, bu öyle bir…
Ben, yine de vazgeçmedim seni sevmekten. Eskisi gibi değil ama. Biraz buruk, biraz küs, biraz sitemkâr seviyorum artık seni… Dudaklarımı…
Kutuplarda ayı avcıları buzların içine jilet kadar keskin bir baltayı yerleştirir, keskin tarafın üzerine biraz kan sürerlermiş. Bunu bilmeyen ayı…
Ahmet Oktay’la, rahmetli Edip Cansever’in şiir tiplerini konuşuyorduk. Oktay’a göre, Edip Cansever’in yarattığı şiir tiplerini gerçek hayatta bulmamız pek olanaklı…
Hava güneşliydi,ama ılık bir kan gibi yağıyordu yağmur yine de… İki büklüm olmuştuk,başımızın üzerinde incecik, bembeyaz ve yorgun bir tülbent…
Siyam balıkları olsalardı belki okyanusa kaçabilirlerdi, ama değildiler. İnsandılar. Üstelik üçü de erdi. Aileleri yoksuldu. Kimsesizdiler… Arkalarında onları koruyan güçlü,…
Martilarin sana dogruyu soyleyecekti arzu tramvaylarina binmeseydin… Acilarin seni yeni bir sehre goturecekti yuruyusune vurulmasaydin… Tuhaf, ele gecmez, tehlikeli bir…
Nasil da unuttuk, kimsesiz odalarda iste vaktidir kendimizden kopmanin, dedigimiz o sonsuzluk anlarinin bizi herkesten ayirdigini…Nasil da unuttuk, mutluluktan,hazdan,sevincten daha…
‘Bu gece sende kalabilir miyim? …’ Lokalden henüz çıkmış, sokağın köşesindeki küçük büfeden sigara ve bira alıyordum. Eve mi dönecektim?…
Siz hâlâ ölmediniz mi? ’ “Muş-Tatvan yolunda güllere ve devlete inanırsan eşkıyalar kanar kötü donatımlı askerler kanar.”Şırnak’ta neredeyse iki gün…
İncitir tenini Kim olursa olsun sevişmek, İncitir yüzleri olmayan bedenlerin Kimsesiz hazları… Çarmıha gerilmiş ruhlar Döner boşluğun çarkında. Bir elin…
Bu gece konuğumsun. Karanlık, yırtıcı düşler ve küçük ölümlerle dolu bir ormandan geldin bana… Perdenin aralığından sızan mahcup ay ışığı…
Gittin ve her şey olduğu gibi duruyor bu hayatta… Her şey bıraktığın gibi… Seni tanımadan, bilmeden önce nasılsa yine öyle…
‘Bu gece sende kalabilir miyim? …’ Lokalden henüz çıkmış, sokağın köşesindeki küçük büfeden sigara ve bira alıyordum. Eve mi dönecektim?…
Kaçak Sevişmenle Güneşin Doğuşunu Seyrettim Gözlerin En İçten Yuvamdı Şeytanın Öpücüğüydü Sabah Uykum Adındaki Uçuruma Taptım Adındaki Denize Ömrüm Bitti…
Biz seninle hep bayağılıktan kaçtık… Sıradan, basit, gündelik olandan. Küçük mutlulukları, hayatın içindeki o kanaatkar doyumları değil, hep trajediyi aradık.…
Yaktın masum hırslarını geliyorsun oysa bir bilsen, seni ona taşıyan şehir saçını bağladığın iple bile alay ediyor Ah! bir bilsen…