Bunları da Okuyun
Cezmi Ersöz
Bir baş dönmesiydi bıraktıgın içindeki bilgeligi taşırmak için küçülüyordun karşımda bütün suçlarımı üzerine alıyordun…Anlatmaktan yorulmuş bir veda oluyordun beni ölüme…
‘Simdi sen gideceksin, git’ guzelligini, ulasilmazligini al ve git. Birak beni eski kisimda yarinimi gotur. Gencligin o yara almaz bencilligine…
Geriye doğru baktığımda… Geriye doğru baktığımda, çünkü ancak böyle anlaşılıyor bazı şeyler, ben aslında ilkokul 4.-5. sınıftan itibaren yazar olmayı…
Yakınlaştıkça kaybolan Bir kente dönüşürdün Keşfedilmezim olurdun İçinde yolculuk etsem de… Günahkar mevsimimdin.Hiç umut yoktu sende, O yüzden vazgeçilmezdin, Vazgeçilmezimdin…
Artık çok iyi anlıyorum. Aşk varsa; o asıl, sevişmeden sonra başlayandır… Peki başlamıyorsa; bir uçurum açılıyor ve orada, seviştikten önce…
O akşam ne çok şey konuşmuştuk onunla… Filmlerden, Polonyalı yönetmen Kieslowski’den. Yakınlarda kaybetmiştik onu. Peki Kieslowski o özellikle Mavi filminde…
Şehir tutkun, yaban ve sana aşıktı Karlı bir nehir gibi uzayan dalgınlığından uyandırmak için seni siren sesleriyle ağlardı. Oysa sen…
Kimsesizdi asilligin Soyu tukenmis masal kuslari gibi beklerdin beni dukkanlarin onunde sokak koselerinde…Kimse sigamazken kendi gecesine sen kapilarin onundeki sahipsiz…
Sakat Süvarinin KarısıMeğer çoktan dökülmüş Aynalardan sırlar, Çoktan yayılmış kanser kokusu Apartman boşluklarına ve karanlık pencerelerde Eski bir çığlık gibi…
Mayıs, benim için öfke ve direniş ayıdır. Mayıs, benim için hüzün ve yenilgidir.Mayıs ayı bitmez. Tam bitecekken yine gelir ve…
Kurtlarla ve Annenle Dans Etİnsanın annesini sevmesi Kendisini sevmesi değil midir aslında Kendi hayalgücünü ve o korkunç düşlerini Saatinin içini…
Ellerinden utanıyorsun, benim mutlu olmaktan utandığım gibi… Gösterişli bir vitrin gibisin, ağladığını bir tek sen biliyorsun. Ağladıkça daha da ışıldıyor…
Cocukluk bahcendi sesin senin, alevlerle mesut, cicekli aynandi. Sizlattiginda karsiliksiz dusler bileklerii, nefesini kanattiginda veda sozleri yoruldugunda ayriliklardan, artik hep…
Akşamları boynundaki merhamete sıgınan aşkın ölü kuşlar, daha sabah olmadan seni tükettiklerini anlar anlamaz, kirli ve acımasız bir dalgınlıga uçarlardı.Kıstırdıgın…
Düşkün bir prenstin muhtaç kalmıştın bu dünyada görünmeye bitmeyen arzularına muhtaç kalmıştınSadece fakir biriydin sana göre beni görünce öylesine kaptırmştın…
Burası bir dünya… Burası kalabalık bir meyhane. Burada erkekler hep çoğunlukta. Umutsuzluk da öyle… Birileri camları kırıyor. Dışarı bakıyor bir…
İyilikten, saflıktan ulaşamadım kendime burada… Burası durmadan hızlanan bir kent. Burada sonsuz arzu çarpışır. Sonsuz acı… Sonsuz hırs… En başlarda…
Gunah kokulu visne bahcesinde yuzunun en eski haliydi aldatan beni.Acitmamakicin disi tas, ici su dolu kalbimi bez bebegine en gizli…
Soğuktan korkarsan küflenmiş gümüşle kaplanır bedenin Kendine kışkırtılırsın çiçekli mağarayı unutursan. Sana ikindi odaları yok anarşist ruhunu taşıyamazsan Kalbin gözlerini…
İnsan kendisini merak etmeli; hem de ölümüne merak etmeli. Gün bitti işte… Kim farkında bunun senden başka… Herkes bu yenilgiyi…